Anonim Şirket Yönetim Kurulu Üyelerinin Hukuki Sorumluluğu

SO
Sakar Law Office

Contributor

Sakar is a client and solution oriented, investigative and innovative law firm based in Istanbul. Our Firm is committed to provide our clients with high-quality legal services and business-minded approach. We are a full service law firm to clients across a wide range of areas including Mergers and Acquisitions, Corporate and Commercial, Contracts, Banking and Finance, Competition, Litigation, Employment, Real Estate, Energy, Capital Markets, Foundations, E-commerce, Media and Technology, Data Privacy and Data Protection and Intellectual Property. In order to offer the best possible service for our clients, we harness the latest market developments in legal technology and innovation and we closely follow the legislative changes in Turkish Law. Our lawyers are multi-specialists, equipped to handle a broad range of legal matters. In addition to our depth of experience and awareness of market practice, clients know they will benefit from our team’s innovative mindset and willingness.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ("TTK") çerçevesinde anonim şirketler yönetim kurulu tarafından temsil edilir ve yönetilir, bu sebeple yönetim kurulu anonim şirketlerin zorunlu ve daimî bir organıdır.
Turkey Corporate/Commercial Law
To print this article, all you need is to be registered or login on Mondaq.com.

6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu (“TTK”) çerçevesinde anonim şirketler yönetim kurulu tarafından temsil edilir ve yönetilir, bu sebeple yönetim kurulu anonim şirketlerin zorunlu ve daimî bir organıdır. Yönetim kurulunun anonim şirketin temsil ve yönetim organı olması sebebiyle sahip olduğu geniş yetkileri etkin ve verimli bir biçimde kullanabilmesi ve yetki sonucu hesap verilebilirliğin sağlanması da önem arz etmektedir. Böylelikle, yönetim kurulunun anonim şirkete ilişkin işleri yönetmesi ve şirketi temsil etmesi sebebiyle görevini yerine getirirken hukuki ve cezai sorumlulukları da bulunmaktadır. Yönetim kurulu iç ilişkide ortaklara, dış ilişkide ise üçüncü kişilere karşı şirketi temsil etmektedir. Yönetim kurulu ile şirket arasındaki hukuki ilişki ise doktrinde tartışmalı bir konudur, doktrin bu ilişkinin sui generis bir sözleşme olduğu, vekalet sözleşmesi olduğu veya bir hizmet sözleşmesi olduğuna dair farklı görüşler içermektedir.

TTK madde 553 kurucuların, yönetim kurulu üyelerinin, yöneticilerin ve tasfiye memurlarının, kanundan ve esas sözleşmeden doğan yükümlülüklerini kusurlarıyla ihlal ettikleri takdirde hem şirkete hem pay sahiplerine hem de şirket alacaklılarına karşı verdikleri zarardan sorumlu olduklarını düzenlemektedir. Bu madde çerçevesinde yönetim kurulu üyelerinin sorumluluklarının gündeme gelebilmesi için bazı şartların sağlanmış olması gerekecektir. Bu şartlar ise; yönetim kurulu üyelerinin kanundan ve esas sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini ihlal etmesi, yapılan ihlalin kusurlu davranış sonucunda ortaya çıkması, zararın oluşması ve ilgili üyenin görevini ihlal eden kusurlu davranışı ile zarar arasında illiyet bağının bulunmasıdır. Ayrıca belirtmek gerekir ki, yönetim kurulu üyelerinin kusurlarıyla bir zarar meydana gelmiş olsa dahi kanuna ve esas sözleşmeye bir aykırılık yoksa anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğundan bahsedilemeyecektir, sorumluluk söz edebilmek için her bir şartın sağlanması gerekmektedir. İlgili hükümde yönetim kurulu üyelerinin kanun ve esas sözleşmeye aykırılığı halinde sorumluluğunun gündeme geleceği düzenlenmiştir, bu durumda yönetim kurulu üyesinin diğer düzenlemelere aykırı davranışları sebebiyle sorumlu olup olmayacağı belirsiz ve doktrinde ayrı bir tartışma konusudur. Yönetim kurulu üyesinin kusurlu sorumlu olması sebebiyle, ilgili kusurun varlığının ispat yükünün de hangi tarafta olduğu önem arz etmektedir. Hükmün ilk halinde, yönetim kurulu üyelerinin “kusurlarının bulunmadığını ispat etmedikçe” ibaresi bulunmaktaydı ancak bu ibare hükmün içerisinden çıkarıldı, böylelikle ilgili maddenin son hali ile yönetim kurulu üyesinin kusurunun olduğunu iddia eden taraf iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.

TTK madde 553 düzenlemesi yönetim kurulu üyelerinin genel sorumluluk halini düzenlemektedir ve ilgili hüküm çerçevesinde yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğu kusurlarına dayandırılmıştır. TTK, ayrıca, yönetim kurulu üyelerinin özel sorumluluk hallerini de düzenlemektedir. TTK madde 553'de düzenlenen genel sorumluluk hali ile yönetim kurulu üyesinin sorumluluğu kusura dayandırılırken özel sorumluluk hallerinde yönetim kurulu üyesi kusursuz olsa dahi sorumlu tutulmaktadır.

TTK madde 369 çerçevesinde yönetim kurulu üyeleri ve yönetimle görevli üçüncü kişiler, görevlerini tedbirli bir yöneticinin özeniyle yerine getirmek ve şirketin menfaatlerini dürüstlük kurallarına uyarak gözetmek yükümlülüğü altındadır. Bu hüküm ile birlikte yönetim kurulu üyelerinin görevlerini yerine getirirken tedbirli bir yönetici gibi davranmaları ölçüt olarak değerlendirilmiştir. İlgili hükmün gerekçesinde, bahsedilen özenin nesnel olarak belirleneceği, o konuya ilişkin uzman bilgisinin aranmayacağı ifade edilmektedir. Ayrıca, maddenin gerekçesinde tedbirli yönetici ölçüsü, yönetim kurulu üyesinin kurumsal yönetim ilkelerine uygun olarak “işadamı kararı” verilebileceğini kabul eder ve riskin bundan doğduğu hallerde üyenin sorumlu tutulmaması esasına dayanır şeklinde belirtilmektedir. İş adamı kararı ilkesine her ne kadar TTK'da doğrudan atıf yapılmış olmasa da maddenin gerekçesinde atıfta bulunulmuştur. İşadamı kararı ilkesinin varlığı halinde kusur, karar alma sürecinde göz önünde bulundurulmaktadır, kişinin tedbirli yönetici ölçütü çerçevesinde gerekli bilgileri edinmiş olup olmadığı ve bu süreçte gerekli özeni gösterip göstermediği değerlendirilmektedir. Bu değerlendirmede de nesnellik ölçütü esas alınmaktadır. Bu ilkenin benimsenmesiyle de yönetim kurulu üyelerinin sorumluluk hallerine öngörülebilir bir iyileştirme getirilmekte ve kendilerine karşı açılan bir sorumluluk davasında sorumluluklarına sebep olan kararlarının hangi standartlara göre değerlendirileceği önceden bilinmektedir.

TTK'da yönetim kurulu üyelerinin sorumluluk sınırlarına ilişkin olarak farklılaştırılmış teselsül ilkesi benimsenmiştir; bu ilke ile yönetim kurulu üyeleri kusurları oranında ortaya çıkan zararları tazmin etmekle yükümlü kılınmıştır. Bu bağlamda, yönetim kurulu üyelerinin görevlerini yerine getirirken kusurlarından kaynaklanmayan davranışlardan dolayı sorumluluğu doğmayacaktır. Yönetim kurulu üyelerinin sorumluluğunun gündeme gelmesi halinde sorumluluğun ne şekilde belirleneceğine ilişkin düzenleme ise TTK madde 557'de yer almaktadır. İlgili hüküm çerçevesinde birden çok kişinin aynı zararı tazminle yükümlü olmaları halinde, bunlardan her biri, kusuruna ve durumun gereklerine göre, zarar şahsen kendisine yükletilebildiği ölçüde, bu zarardan diğerleriyle birlikte müteselsilen sorumlu olur. Davacı birden çok sorumlu kişiyi zararın tamamı için birlikte dava edebilir ve hakimin aynı davada her bir davalının tazminat borcunu belirlemesini isteyebilir. Birden çok sorumlu arasındaki başvuru, durumun bütün gerekleri dikkate alınarak hakim tarafından belirlenir. TTK'da farklılaştırılmış teselsül ilkesinin benimsenmesiyle hakkaniyete uygun bir düzenleme getirilmiştir. Böylelikle, her bir üye sorumluluğa sebep olacak bir davranışı gerçekleştirmesi ile birlikte sadece kendisinin meydana getirdiği zarardan sorumlu olması, bir diğerinin yapmış olduğu zararlardan sorumlu olmaması durumu hakkaniyete uygun bir düzenlemedir.

TTK madde 549, 550, 551 ve 552 yönetim kurulu üyelerinin kusurlu olup olmadıklarına bakılmaksızın özel sorumluluk hallerini düzenlemektedir. Bu hükümler çerçevesinde yönetim kurulu üyelerinin kusurlu olup olmadıkları irdelenmeksizin şirketin zarara uğraması halinde sorumluluklarına gidilecektir. TTK madde 549, belgelerin ve beyanların kanuna aykırı olması halinde sorumluluğu düzenlemektedir. İlgili hüküm çerçevesinde şirketin kuruluşu, sermayesinin artırılması ve azaltılması ile birleşme, bölünme, tür değiştirme ve menkul kıymet çıkarma gibi işlemlerle ilgili belgelerin, izahnamelerin, taahhütlerin, beyanların ve garantilerin yanlış, hileli, sahte, gerçeğe aykırı olmasından, gerçeğin saklanmış bulunmasından ve diğer kanuna aykırılıklardan doğan zararlardan, belgeleri düzenleyenler veya beyanları yapanlar ile kusurlarının varlığı hâlinde bunlara katılanlar sorumludur.

TTK madde 550 sermaye hakkında yanlış beyanlar verilmesi ve ödeme yetersizliğinin bilinmesi halinde sorumluluğu düzenlemektedir. İlgili hüküm çerçevesinde sermaye tamamıyla taahhüt olunmamış veya karşılığı kanun veya esas sözleşme hükümleri gereğince ödenmemişken, taahhüt edilmiş veya ödenmiş gibi gösterenler ile kusurlu olmaları şartıyla, şirket yetkilileri, bu payları üstlenmiş kabul edilirler ve payların karşılıkları ile zararı faiziyle birlikte müteselsilen öderler. Sermaye taahhüdünde bulunanların ödeme yeterliliğinin bulunmadığını bilen ve buna onay verenler, söz konusu borcun ödenmemesinden doğan zarardan sorumludurlar.

TTK madde 551 değer biçilmesinde yolsuzluk olması halinde sorumluluğu düzenlemektedir. İlgili hüküm çerçevesinde ayni sermayenin veya devralınacak işletme ile ayınların değerlemesinde emsaline oranla yüksek fiyat biçenler, işletme ve aynın niteliğini veya durumunu farklı gösterenler ya da başka bir şekilde yolsuzluk yapanlar, bundan doğan zarardan sorumludur.

TTK madde 552 halktan para toplanması halinde sorumluluk halini düzenlemektedir. İlgili hüküm çerçevesinde Sermaye Piyasası Kanunu hükümleri saklı kalmak kaydıyla, bir şirket kurmak veya şirketin sermayesini artırmak amacıyla yahut vaadiyle halka her türlü yoldan çağrıda bulunularak para toplanması yasaktır.

Yönetim kurulu üyesinin sorumluluğuna ilişkin TTK madde 560'da zamanaşımı süresi belirlenmiştir. Sorumlu olanlara karşı tazminat istemek hakkı, davacının zararı ve sorumluyu öğrendiği tarihten itibaren iki ve her halde zararı doğuran fiilin meydana geldiği günden itibaren beş yıl geçmekle zamanaşımına uğrar. Şu kadar ki, bu fiil cezayı gerektirip, Türk Ceza Kanununa göre daha uzun dava zamanaşımına tabi bulunuyorsa, tazminat davasına da bu zamanaşımı uygulanır.

Yönetim kurulu üyelerinin aynı zamanda şirketin kamu borçlarından sorumlulukları da bulunmaktadır. Burada belirtmek gerekir ki, anonim şirketin herhangi bir kamu borcu bulunuyor ise öncelikle bu borç şirketten tahsil edilir. Borcun şirketten tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halinde ise yönetim kurulu üyelerinden de tahsil edilebilecektir. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu madde 10 çerçevesinde tüzel kişilerin vergi sorumlusu olması halinde tüzel kişiliğin kanuni temsilcileri tarafından ödevler yerine getirilir. Bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden mükelleflerin veya vergi sorumlularının varlığından tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacaklar, kanuni ödevleri yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınır. 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun'un mükerrer 35. Maddesine göre tüzel kişilerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacakları, kanuni temsilcilerin şahsi mal varlıklarından tahsil edilir.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.

See More Popular Content From

Mondaq uses cookies on this website. By using our website you agree to our use of cookies as set out in our Privacy Policy.

Learn More