ARTICLE
8 August 2024

9. Yargı Paketinin Getirdikleri

K
Kesikli Law Firm

Contributor

Kesikli is an internationally recognized law firm that is regularly rated as one of the leading law firms in Turkey by the independent legal guide Legal500. Kesikli has made a name for itself as an international boutique law firm that exceeds its clients’ various needs with a personalized touch. Kesikli serves a diverse client base, from global corporations to small, entrepreneurial companies and individuals in a range of transactional, litigious, and regulatory matters. Through its involvement as counsel to investors, contractors, project developers, trading companies, and private individuals, Kesikli established a trustworthy reputation as the provider of tailored legal solutions in the areas of Corporate and Commercial Law, Energy Law, Real Estate and Construction Law, Intellectual Property, Employment Law, Litigation, Arbitration and Private Client Solutions on contentious and non-contentious matters.
Adalet Komisyonu'ndan geçen ve ilerleyen süreçte Türkiye Büyük Millet Meclisi ("TBMM") Genel Kurulu'nda görüşülecek olan 9. Yargı Paketi...
Turkey Litigation, Mediation & Arbitration
To print this article, all you need is to be registered or login on Mondaq.com.

Adalet Komisyonu'ndan geçen ve ilerleyen süreçte Türkiye Büyük Millet Meclisi (“TBMM”) Genel Kurulu'nda görüşülecek olan 9. Yargı Paketi (“Yargı Paketi”) , 39 Maddeden *(38 madde+Geçici m.1)*oluşmakta ve 20 farklı Kanun'da değişiklik öngörmektedir. Denetimli Serbestlik Uygulamalarını ve Cezaları düzenleyen; Yargı Sürecini azaltmayı hedefleyen; Alternatif Çözüm Yöntemlerinin Etkinliğini arttırmayı amaçlayan hükümler başta olmak üzere birçok konuda kapsamlı düzenlemeler içeren 9. Yargı Paketi'nin getirdiği yenilikler aşağıda Kanun başlıkları altında incelenmektedir.

2004 Sayılı İcra ve İflas Kanunu

(Yargı Paketi m.1, m.2) 

İcra ve İflas Kanunu'nun 111/b maddesinin dördüncü ve altıncı fıkralarında yapılan düzenlemelerle, açık artırmalarda teklifler arasındaki farkın, satışa çıkarılan malın muhammen kıymetinin binde beşinden ve her halde bin Türk lirasından az olamayacağı hükme bağlanmıştır. Ayrıca, açık artırma süresinin son on dakikasında yeni bir teklif verilmesi halinde açık artırmanın üç dakika uzatılması sağlanmıştır. Uzama süreleri bir saati geçemeyecek olup, Adalet Bakanlığı tarafından değiştirilebilecektir.

2004 Sayılı Kanunda parasal sınırların belirlendiği Ek 1. maddesinde yapılan değişiklikle, parasal sınırların yeniden değerleme oranında artış yapılmış ve "on" ibaresi "bin" olarak değiştirilerek artık bu bedeli aşmayan kısımların dikkate alınmayacağı öngörülmüştür. Ayrıca, bölge adliye mahkemesinin kaldırma veya Yargıtay'ın bozma kararları üzerine yeniden verilen kararlara karşı, ilk karar tarihinde geçerli olan parasal sınırlara göre istinaf ve temyiz kanun yoluna başvurulabileceği hükme bağlanmıştır. 

İcra ve İflas Kanunu kapsamında yapılan bu değişiklikle, madde gerekçesinde belirtildiği üzere satışa konu olan malın en yüksek bedelle rekabetçi bir açık artırma ortamında satılması ve bu sayede borçlu ile alacaklının yararı gözetilmektedir. Ayrıca, hak kayıplarını önlemek amacıyla ilk karar tarihinde geçerli olan parasal sınırların esas alınarak istinaf ve temyiz kanun yoluna başvurulabileceği açıkça hükme bağlanmıştır.

1136 Sayılı Avukatlık Kanunu

(Yargı Paketi m.3) 

Kanun değişikliği ile Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen Avukatlık Kanunu'nun 180. maddesinin dördüncü fıkrasında düzenleme yapılmıştır. Bu düzenleme ile, adli yardım ödeneğinin birden fazla baronun bulunduğu illerde dağıtımı konusunda yeni bir oran belirlenmiş ve iptal edilen ibaredeki yüzde 40 oranı yüzde 30 olarak belirlenmiştir. Buna göre, her beş bin nüfus için tespit edilen toplam puanın yüzde otuzu o ilde bulunan barolar arasında eşit olarak dağıtılacak, kalan puan ise o ildeki toplam avukat sayısına göre barolar arasında paylaştırılacaktır. Söz konusu değişiklik, baroların adli yardım bürolarının, hizmetlere ilişkin giderlerinin karşılanmasında ödenek sorunu yaşanmaması adına öngörülmektedir. 

2547 Sayılı Yükseköğretim Kanunu

(Yargı Paketi m.4) 

Değişiklik uyarınca, 2024 yılının Eylül ayında yapılmaya başlanacak olan Hukuk Mesleklerine Giriş Sınavı ve İdari Yargı Ön sınavında soru sorulacak alanlar arasına Milletlerarası Hukuk, Milletlerarası Özel Hukuk, Genel Kamu Hukuku, Sosyal Güvenlik Hukuku eklenmiş ve ihtiyaç duyulması halinde bu alanlara yeni hukuk alanları eklenmesine imkân tanınmasını sağlayacak bir ibare eklenmiştir. Yeni alanların eklenmesi sonucunda sorulacak soru sayısı da en az yüzden en az yüz yirmiye çıkarılmıştır. 

2576 Sayılı Bölge İdare Mahkemeleri, İdare Mahkemeleri ve Vergi Mahkemelerinin Kuruluşu ve Görevleri Hakkında Kanun

(Yargı Paketi m.5) 

Kanun değişikliğinin 5. Maddesi ile 2576 sayılı Kanunun Ek 1. maddesinde değişiklik yapılmıştır. Maddeye “Parasal Sınırlar” başlığı eklenerek Anayasa Mahkemesi kararı doğrultusunda, tek hâkimle çözümlenecek davaların belirlenmesinde, davanın açıldığı tarihteki parasal sınırın esas alınması hükme bağlanmıştır. Bu düzenleme, parasal sınırların yargılama süresince değişmesi durumunda tek hâkimle veya heyetle bakılan davaların statüsünün değişmemesini sağlamayı amaçlamaktadır. Ayrıca, miktar artırımı yapılan durumlarda, artırımın yapıldığı tarihteki parasal sınır esas alınacaktır. Parasal sınırlar her yıl yeniden değerleme oranında artırılacak olup, bu şekilde belirlenen sınırların bin Türk lirasını aşmayan kısımları dikkate alınmayacaktır.

2577 Sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu

(Yargı Paketi m.6-7-8) 

Değişiklik uyarınca, 2577 Sayılı Kanunun “İstinaf” başlıklı 45.maddesinde düzenlenen konusu beş bin Türk lirasını geçmeyen vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemlere karşı açılan iptal davaları hakkında idare ve vergi mahkemelerine karşı istinaf yoluna başvurulamayacağı hükmündeki parasal sınır, otuz bir bin Türk lirasına arttırılmıştır. Aynı zamanda, İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45.maddesinin ikinci fıkrasına eklenen cümle ile, Bölge İdare Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun kesin bir karar hakkında olması, istinaf harç ve giderlerinin ödenmemiş olması ve dilekçenin usulüne uygun düzenlenmemesi sebebiyle ilk kez verilen istinaf isteminin reddi, istinaf edilmemiş sayılması ve istinaf isteminde bulunulmamış sayılmasına ilişkin kararlara karşı temyiz yoluna başvuru imkanı getirilmiştir. 

Yargı Paketi'nin 7.maddesi uyarınca, güncel temyiz sınırı dikkate alınarak konusu yüz bin Türk lirasını aşan vergi davaları, tam yargı davaları ve idari işlemler hakkında açılan davaların temyiz edilebileceği hükmündeki parasal sınır dokuz yüz yirmi bin Türk lirası olarak kararlaştırılmıştır. 

Yargı Paketi'nin 8.maddesi ile 2577 Sayılı Kanunda yapılması planlanan değişiklik ile İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun ek 1.maddesine “Parasal sınırların artırılması” başlığı eklenmiş ve istinaf kanun yoluna ilişkin parasal sınırın tespitinde ilk derece mahkemesince verilen nihai karar tarihindeki parasal sınırın ve temyiz kanun yoluna ilişkin parasal sınırın tespitinde ise bölge idare mahkemesinin nihai karar tarihindeki parasal sınırın esas alınacağı; duruşma yapılması zorunlu olan davaların parasal sınırının tespitinde dava tarihindeki parasal sınırın uygulanacağı; Bölge İdare Mahkemesinin kaldırma veya Danıştayın bozma kararları üzerine yeniden bakılan davalarda ilk karar tarihindeki parasal sınırların uygulanmasına devam olunacağı düzenlenmektedir. 

2802 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kanunun

(Yargı Paketi m.9-10-11-12) 

Yargı Paketi'nin 9.,10.,11. ve 12.maddeleri ile 2802 Sayılı Kanunda öngörülen değişiklikler ile Hâkim ve savcı yardımcılığı sınavı ile idari yargı hâkim yardımcılığı sınavlarının kapsamı yeni alanların eklenmesiyle genişletilmiştir. Ayrıca hâkim ve savcı yardımcılığı mülakatına çağrılacak aday sayısının indirilmesini öngören bir değişikliğe gidilmiştir. 

Adalet müfettişlerinin görev ve yetkileri yeniden düzenlenmiş, görevleri arasında savcıların idarî görevlerinin denetimi, bakanlık birimlerinin denetimi, uluslararası mahkemeler veya kuruluşlarda görevli hâkim ve savcıların denetimi gibi konular yer almıştır. Ayrıca, adalet müfettişleri araştırma, inceleme ve soruşturmalarda gerekli gördükleri kişileri yeminle dinleme, kamu kurumlarından bilgi toplama ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi ile ses ve görüntü bilişim sistemini kullanma yetkileri ele alınmıştır. 

Son olarak, Yargıtay ve Danıştay üyeleri ile birinci sınıf hâkim ve savcılara aylık ek tazminat ödenmesi düzenlenmiştir.

2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu

(Yargı Paketi m.14) 

Yargı Paketi'nin 14.maddesi ile 2942 Sayılı Kanuna eklenen geçici madde uyarınca, mülga 6830 Sayılı İstimlak Kanununun yürürlüğe girdiği tarihe kadar kamulaştırma işlemine dayanmaksızın fiilen kamu hizmetine tahsis edilmiş olan gayrimenkullerin kamulaştırılmış sayılacağı; bu kapsamdaki gayrimenkullerden tapuda kayıtlı olanların kayıt sahiplerinin ya da mirasçılarının ancak fiili tahsis tarihindeki rayiç üzerinden gayrimenkulün bedelini isteyebileceği ve bu bedeli dava hakkının Yargı Paketi uyarınca getirilen kanun düzenlemesinin yürürlüğe girmesinden itibaren iki sene sonra düşeceği hüküm altına alınmıştır. Söz konusu madde kapsamında açılan ve görülmekte olan davalarda mahkeme ve icra harçları ile her türlü vekalet ücretleri maktu olarak belirlenecektir.

4721 Sayılı Türk Medeni Kanunu

(Yargı Paketi m.15-16-17-18-19) 

Kanun değişikliğinde, Anayasa Mahkemesi tarafından 22.02.2023 tarihinde iptal edilen kadının soyadına ilişkin 187'nci maddesinin şu şekilde düzenlendiği görülmektedir: 

“Kadın, evlenmekle kocasının soyadını alır. Şu kadar ki; kadın evlendirme memuruna veya daha sonra nüfus idaresine yapacağı yazılı başvuruyla kocasının soyadı önünde önceki soyadını da kullanabilir…” 

Yargı Paketinde yer alan bu hükmün gerekçesinde belirtilen anne ve babanın ayrı ayrı soyadı kullanmalarının çocuk üzerinde olumsuz etkiler doğurabileceği gerekçesiyle kadının ancak kocasının soyadının önünde kendi soyadını kullanabileceği düzenlemesi şeklinde yer almaktadır. 

Ayrıca, Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen bir başka madde olan 286'ncı maddenin yeniden düzenlenmesiyle, soy bağının reddi davası açma hakkının babanın ve çocuğun yanı sıra anaya da tanınması öngörülmüştür. Bu değişiklikle, ana doğumdan çocuk ise ergin olduğu tarihten başlayarak bir yıl içinde dava açmak suretiyle babalık karinesini çürütebileceği düzenlenmiştir.

\ Yargı Paketi'nin 18.maddesi ile getirilen değişiklik ile birlikte, dava açma süresinin geçmesinden önce kocanın ölmesi veya gaipliğine karar verilmesi ya da sürekli olarak ayırt etme gücünü kaybetmesi hallerinde baba olduğunu iddia eden kişiye de soybağının reddi davası açma hakkı tanınmaktadır. 

Evlat edinmeye ilişkin olarak, evlat edinilenlerin ana ve baba adının düzenlendiği ve iptal kararına konu olan 314'üncü maddenin dördüncü fıkrasında değişikliğe gidilerek, ayırt etme gücüne sahip olmayan küçüklerin yanı sıra, ayırt etme gücüne sahip küçüğün ya da kısıtlının eşler tarafından birlikte evlat edinilmesi, üvey evladın evlat edinilmesi, ergin kişilerin evlat edinilmesinde ve tek başına evlat edinme hallerinde de ana veya baba adı olarak evlat edinenin adının yazılmasına olanak sağlanacağı hüküm altına alınmıştır. Ayrıca, evlat edinilmeleri rızalarına bağlı olan kişilerin, ana veya baba hanesine evlat edinenlerin adlarının yazılması işlemleri, evlat edinilenlerin taleplerine bağlı olacaktır.

5235 Sayılı Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanun

(Yargı Paketi m.20) 

Yargı Paketi'nin 20.maddesi uyarınca 5235 Sayılı Kanuna eklenmesi öngörülen 35/A maddesi ile birlikte istinaf kanun yolunda hukuk daireleri arasındaki iş bölümü uyuşmazlıklarının ivedilikle giderilmesi adına, istinaf incelemesi için dosyanın gönderildiği hukuk dairesinin bir ay içinde yapacağı ön inceleme sonucunda iş bölümü bakımından kendinin görevli görmemesi halinde gerekçesiyle birlikte dosyayı görevli olduğunu değerlendirdiği hukuk dairesine göndereceği; bir aylık sürenin bitiminden sonra dosya hakkında gönderme kararı verilemeyeceği; kendisine dosya gönderilen hukuk dairesinin ise iki hafta içerisinde yapacağı ön inceleme sonucunda görevli olmadığı kanaatine varması halinde dosyayı hukuk daireleri başkanlar kuruluna göndereceği düzenlenmektedir. Söz konusu iki haftalık sürenin bitiminden itibaren gönderme kararı verilmesinin mümkün olmadığı ve kurulca yapılan ön inceleme sonucunda verilecek kararın kesin olacağı hüküm altına alınmıştır.

5237 sayılı Türk Ceza Kanunu

(m.21-22) 

Yargı Paketi'nin 21.maddesi uyarınca , 5237 Sayılı Kanunun Hakaret suçunu düzenleyen 73'üncü maddesinde değişikliğe gidilerek ilgili suça dair azami şikâyet süresi belirlenmektedir. Bu değişikliğe göre soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olan hakaret suçu bakımından şikâyet süresinin, her ne suretle olursa olsun fiilin gerçekleştiği tarihten itibaren iki yılı geçemeyeceği öngörülmüştür. 

Değişiklik uyarınca, mağdura yönelik sesli, yazılı veya görüntülü bir iletiyle hakaret suçunun işlenmesi halinde (Kanunun 125.maddesi) ise 5237 sayılı kanunun 75. Maddesi kapsamında önödeme hükümleri devreye girecektir. Aynı şekilde, Kanunun 125. Maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen hakaret suçu üçüncü fıkranın (b) ve (c) bentleri çerçevesinde ve/veya alenen işlendiğinde de önödeme hükümleri uygulanacaktır. Ancak bu suçun beş yıl içinde tekrar işlenmesi durumunda, altıncı fıkra gereğince önödeme hükümleri geçerli olmayacak ve fail hakkında kamu davası açılacaktır. Türk Ceza Kanunu 125'inci maddenin birinci fıkrasındaki hakaret suçunda önödeme hükümleri uygulanmayacaktır. Dolayısıyla bu suçun üçüncü fıkranın (b) ve (c) bendi kapsamında ve/veya alenen işlenmesi halinde de önödeme yoluna gidilmeyecek ve uzlaştırma hükümleri uygulanacaktır.

5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu

(Yargı Paketi m.23-24-25) 

Değişikliğin 23. Maddesi uyarınca, 5271 sayılı kanunun “Uzlaştırma” başlıklı hükümlerinde değişiklik öngörülmüştür. 5271 Sayılı Kanunun 253. Maddesinin 4. fıkrasında yapılan değişiklikle, şüpheli, mağdur veya suçtan zarar görenin, kendisine uzlaşma teklifinde bulunulduktan itibaren kararını bildirmesi gereken üç günlük süre, yedi güne çıkarılmaktadır. Ayrıca, Maddenin 19. fıkrasında Anayasa Mahkemesi iptal kararı dikkate alınarak değişikliğe gidilmiştir. Maddeye eklenen hüküm uyarınca, uzlaşmanın sağlanması halinde, uzlaşma anında tespit edilemeyen veya uzlaşmadan sonra ortaya çıkan zararlar hariç, soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamayacaktır. Son olarak ise, maddenin 24. fıkrasında yapılan değişiklikle, ceza muhakemesinde uzlaştırmacı olabilmek için hukuk fakültesi mezunu olma şartı getirilmiştir. 

Yargı Paketi'nin 24. Maddesi uyarınca, kovuşturma sırasında uzlaşma gerçekleştiğinde, edimin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde davanın durdurulacağı ve uzlaşma şartları yerine getirilmezse yargılamaya devam edileceği hükme bağlanmaktadır. Böylece, hükmün açıklanmasının geri bırakılması yerine durma kararı verilerek uzlaşmanın gereklilikleri için fırsat tanınması amaçlanmaktadır. Durma süresince zamanaşımı işlemeyecektir. 

Yargı Paketi'nin 25.maddesi ile 5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'na geçici madde eklenmiş ve eklenen geçici madde uyarınca, maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla soruşturma veya kovuşturma evresine geçilmiş hakaret suçu bakımından uygulanmayacağı; soruşturma veya kovuşturma evresine geçilmiş olup da uzlaşmanın sağlanmış olduğu dosyalarda değişiklik hükümlerinin uygulanmayacağı düzenlenmiştir. Bu doğrultuda, soruşturma ve kovuşturma evresinde olup da bu maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla uzlaşmanın sağlanmadığı dosyalar bakımından önödeme hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.

Maddenin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen dosyalarda geri bırakma süresince zamanaşımının işlemeyeceği ve uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, mahkeme tarafından hükmün açıklanacağı; bu dosyalarda hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kaldırılarak durma kararının verilmeyeceği de yine geçici madde kapsamında öngörülen değişiklik düzenlemesidir.

5737 Sayılı Vakıflar Kanunu

(Yargı Paketi m.27) 

Yargı Paketi kapsamında yapılan değişiklikle, Vakıflar Genel Müdürlüğü ve mazbut vakıflara ait taşınmazlarla ilgili işlemler nedeniyle değerli kağıt ve işlem bedeli alınmayacağı hükmü getirilmiştir. Ayrıca, Genel Müdürlüğün, yargı harçlarından muaf tutulacağı, Genel Müdürlükçe idare ve temsil edilen mazbut vakıfların taraf olduğu dava, icra takibi ve geçici hukuki koruma tedbirleri gibi her türlü dava ve iş hakkında söz konusu muafiyetten yararlanacağı düzenlenmiştir.

Değişiklik ile Genel Müdürlüğün ve mazbut vakıfların tahsil edilemeyen gelirlerinin Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından tahsil edilmesi sağlanmaktadır.

6087 Sayılı Hâkimler ve Savcılar Kurulu Kanunu

(Yargı Paketi m.28) 

Anayasa Mahkemesinin 4/5/2023 tarihli ve E: 2022/36; K: 2023/84 sayılı, 28/9/2023 tarihli ve E: 2022/139; K: 2023/158 sayılı ve 8/11/2023 tarihli ve E: 2020/65; K: 2023/187 sayılı kararlan ile paralel olarak, idari görevlerde çalışanlar dahil olmak üzere hakim ve savcıların kadrolarının kanunla düzenlenmesi amacıyla 6087 Sayılı Hakimler ve Savcılar Kurulu Kanununa yeni bir madde eklenmektedir.

6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu

(Yargı Paketi m.29) 

Değişiklik düzenlemesi uyarınca, 6100 Sayılı Kanunun ek 1'inci maddesinde yapılan değişiklik ile, parasal sınırlarda yeniden değerleme oranında artırma yapılması sonucunda belirlenen sınırların on Türk lirasını aşmayan kısımların dikkate alınmayacağı hükmü, bin Türk lirasını şeklinde değiştirilmişBölge Adliye Mahkemesinin kaldırma kararı üzerine ilk derece mahkemesince verilen kararlar ile Yargıtay bozma kararı üzerine yeniden verilen kararlara karşı, ilk karar tarihinde geçerli olan parasal sınırlara göre istinaf ve temyiz kanun yoluna başvurulabileceği açıkça hükme bağlanmıştır.

6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu

(Yargı Paketi m.31-32-33-34) 

Değişiklik ile, Anayasa Mahkemesi kararı ile iptal edilen; bir tarafın mazeretsiz ilk toplantıya katılmaması sonucunda bu taraf davada haklı çıksa dahi yargılama giderlerinden tamamen sorumlu olacağı ve lehine vekalet ücretinin hükmedilemeyeceğini öngören hüküm yerine, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin yarısına hükmedileceğini öngören bir düzenleme yapılmıştır. 

Kanuna eklenecek madde ile icra edilebilirlik şerhi verilen arabuluculuk anlaşma belgesine dayanarak tescil talebinde bulunulabilecektir. Benzer doğrultuda, taşınmazın devrine veya taşınmaz üzerinde sınırlı ayni hak kurulmasına ilişkin icra edilebilirlik şerhi verilen arabuluculuk anlaşma belgesine dayanarak da tescil talebinde bulunulabilecektir. 

Yukarıda bahsedilen her iki anlaşma belgesine ilişkin olarak, anlaşma belgesinin taraflarından biri, tek başına tapu müdürlüğünden tescil talebinde bulunabilecek ve tapu müdürlüğü gerekli incelemeleri yaptıktan sonra resmi senet düzenlemeksizin bu talebi yerine getirecektir. 

Son olarak, arabulucu siciline kayıt olabilmek için, arabuluculuk eğitimini tamamlayan ve gerekli diğer şartları taşıyan, mesleğinde yirmi yıl kıdeme sahip kişilerin yazılı sınava tabi tutulmayacakları düzenlenmiştir.

7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu

(Yargı Paketi m.35) 

Anayasa Mahkemesinin 14/3/2024 tarihli ve E: 2023/160; K: 2024/77 sayılı kararıyla, 6325 sayılı Kanunun 18/A maddesinin on birinci fıkrasında yer alan "...bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur." şeklindeki ibare ile "Ayrıca bu taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmez." şeklindeki ikinci cümle iptal edilmiş ve iptal kararının Resmi Gazete'de yayımlanmasından başlayarak dokuz ay sonra yürürlüğe girmesine karar verilmiştir. Anayasa Mahkemesi'nin bu kararında yer alan gerekçeleri göz önünde bulundurularak Yargı Paketi'nin 35.maddesi ile yapılması planlanan değişiklik uyarınca, benzer konularda farklı hüküm bulunmasının önüne geçilmesi amacıyla 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 3'üncü maddesinin on ikinci fıkrasının birinci cümlesinde yer alan "yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur." ibaresi "karşı tarafın ödemekle yükümlü olduğu yargılama giderlerinin yarısından sorumlu tutulur." şeklinde ve ikinci cümlesi şu şekilde değiştirilmiştir: "Ayrıca bu taraf lehine avukatlık asgari ücret tarifesine göre belirlenen vekâlet ücretinin yarısına hükmedilir." 

Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonunun Kayyımlık Görevine İlişkin Değişiklikler

(Yargı Paketi m.36) 

Yargı Paketi'nin 36.maddesi uyarınca, 7145 Sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanuna eklenmesi öngörülen geçici madde ile, kayyım atanmasına karar verildiği takdirde, geçici maddenin yürürlüğe girdiği tarihten itibaren Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'nun (“TMSF”) *beş yıl süreyle kayyım olarak atanabilmesine imkan tanınmakta; TMSF'nin kayyımlık görevinin soruşturma ve kovuşturma sürecinde de devam edeceğini; kayyımlık görevi TMSF tarafından yürütülen şirketlerin, açtıkları davalarda harçtan muaf oldukları; TMSF'nin kayyımlık görevi kapsamındaki karar ve işlemlerine karşı açılan davaların, TMSF merkezinin bulunduğu yer idare mahkemelerinde görüleceği hüküm altına alınmaktadır.* 

Yargı Paketi kapsamında yapılan Kanun Teklifi'nin TBMM Genel Kurul'dan geçmesi halinde ilgili yürürlük tarihleri şu şekilde olacaktır: 

a) 1 inci maddesi ve geçici 1 inci maddesinin birinci fıkrası, 1/9/2024 tarihinde,

b) 4 üncü maddesi, 1/10/2024 tarihinde,

c) 28 inci maddesi 29/6/2024 tarihinden geçerli olmak üzere yayımı tarihinde,

ç) Diğer maddeleri yayımı tarihinde” yürürlüğe girecektir.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.

Mondaq uses cookies on this website. By using our website you agree to our use of cookies as set out in our Privacy Policy.

Learn More