ARTICLE
17 January 2025

Anonim Şirketlerde Azınlığın Pay Senedi Bastırılmasını Talep Etme Hakkı

E
Egemenoglu

Contributor

Egemenoglu is one of the largest full-service law firms in Turkey, advising market-leading clients since 1968. Egemenoğlu who is proud to hold many national and international clients from different sectors, is appreciated by both his clients and the Turkish legal market with his fast, practical, rigorous and solution-oriented work in a wide range of fields of expertise. Egemenoğlu has been considered worthy of various rankings by the world’s most leading and esteemed rating institutions and legal guides. We have been ranked as Recognized in “Project and Finance” and “Mergers and Acquisitions” areas by IFLR 1000. We also take place among the top- tier law firms of Turkey at the rankings of Legal 500, at which world’s best law firms are regarded, in “Employment Law” and “Real Estate / Construction” areas. Also our firm is regarded as significant by Chambers& Partners in “Employment Law” area as well.
Ülkemizde en çok tercih edilen ortaklık türlerinden biri olan anonim şirketlerde pay senetleri, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun ("TTK") 484-501'inci
Turkey Corporate/Commercial Law

Ülkemizde en çok tercih edilen ortaklık türlerinden biri olan anonim şirketlerde pay senetleri, 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun ("TTK") 484-501'inci maddeleri arasında düzenlenmiştir. Pay kavramı; bölünmüş bir bütünden yani şirket ana sermayesinden, her bir pay sahibine düşen bir bölüm olarak ifade edilebilecek olup anonim şirketlerin kuruluşunda esas sözleşmenin veya sermaye artırımında artırılan sermayenin ticaret siciline tescil edilmesiyle meydana gelmektedir. Bir başka ifade ile her pay, şirket esas sermayesinin belirli sayıda birim değere bölünmüş olan bir parçasını ve diğer paylardan ve sahibinden bağımsız olarak tüm hakların ve yükümlülüklerin kaynağını ifade etmektedir.

Pay senetleri ise anonim şirketlerde pay sahipliğini ispat etmek ve paylar üzerindeki hukuki işlemleri kolaylaştırmak amacıyla payları temsilen çıkartılmaktadır. Pay senedi bastırılmasını talep etme hakkı ile birlikte pay senetlerinin türlerini ve azınlık kavramını başlıklar halinde inceleyebiliriz.

I. PAY SENETLERİNİN TÜRLERİ

TTK'nın 484. maddesi uyarınca anonim şirketlerde pay senetleri, nama ve hamiline yazılı olarak düzenlenmektedir.

Anonim ortaklığın esas ilkelerine uygun olarak hamiline yazılı pay senetleri; payın sahibi yalnızca hamilinden anlaşılabildiğinden anonimlik sağlamakta olup öte yandan da pay sahipliği hakkı ve devir kolaylığı sağlamaktadır.1 Nama yazılı pay senetleri ise anonim ortaklıktaki payın belirli bir kişi adına yazılı olduğunu bildirici nitelikte olan pay senetleridir.

Pay senetlerinin kıymetli evrak niteliğine haiz olması sebebiyle pay senetlerinin şekli kanunun koyucu tarafından ayrıntılı olarak düzenlenmiştir. TTK'nın Pay Senetlerinin Şekli başlıklı 487/1 maddesinde hem hamiline yazılı pay senetleri hem de nama yazılı pay senetleri bakımından geçerli olmak üzere şekil unsurları belirtilmiştir. TTK'nın 487/1 maddesi uyarınca pay senetlerinde; şirketin i) unvanının, ii) sermaye tutarının, iii) kuruluş tarihinin, iv) kuruluş tarihindeki sermaye tutarının, v) çıkarılan pay senedinin tertibinin ve tescili tarihinin, vi) senedin türünün ve itibarî değerinin ve vii) kaç payı içerdiğinin belirtmesi son olarak ise şirket adına imza etmeye yetkili olanlardan en az ikisi tarafından senedin imza edilmiş olması gerekmektedir.

Nama yazılı pay senetleri bakımından ise TTK'nın 487/2 maddesi ile yukarıda belirtmiş olduğumuz TTK'nın 487/1 maddesinde yer alan şekil unsurlarına ek olarak sahiplerinin i) adı ve soyadı veya ticaret unvanının, ii) yerleşim yerinin ve iii) pay senedi bedelinin ödenmiş olan miktarının nama yazılı hisse senetlerinde yer alması gerekmektedir.

II. ANONİM ŞİRKETLERDE AZINLIK KAVRAMI

Anonim şirketlerde sermayeye dayalı çoğunluk ilkesi benimsenmiştir. Çoğunluk ilkesi anonim şirketlerin genel kurul toplantılarında pay sahibinin ortaklık işlemlerine dair haklarını kullanmasında önem taşımakta olup oylarının sermaye miktarına göre kullanması ve kullanılan oylara göre karar alınmasını ifade etmektedir. Yani bir başka değişle, kural olarak anonim şirketler çoğunluk ilkesine göre yönetilir, genel kurul toplantılarında kararlar çoğunluğun olumlu oyu ile alınır.

Ancak çoğunluk ilkesinin mutlak suretle uygulanmasının yaratacağı bir kısım sakıncaların önlenebilmesi ve belirli gruplara hak ve imkanlar sağlanması amacı çoğunluk karşısında azınlık hakları veya azlık hakları kavramlarını doğurmuştur. 2 TTK'nın muhtelif düzenlemelerinde "azlık" ya da "azınlık" ifadelerini görmek mümkündür. TTK'da "azlık" ve "azınlık" terimleri bir arada kullanıldığından kavram birliğinden söz edilemeyecektir.3

TTK'da oransal azınlık, nominal azınlık ve fiili azınlık olmak üzere üç farklı sınıflandırma ile azınlığın tespitine gidilmiştir. Oransal azınlık terimi, TTK m. 411'de tanımlanmış olup sermayenin en az onda birini halka açık anonim şirketlerde ise yirmide birini oluşturan pay sahipleri için kullanılabilecektir. TTK m. 486/3 kapsamında pay senedi bastırılmasını talep etme hakkı bakımından da oransal azınlık esas alınmaktadır. Nominal azınlık terimi ise yalnızca TTK m. 439/1'de düzenlenen özel denetim talep etme hakkı bakımından karşımıza çıkmakta olup kanunda belirlenen miktardaki payların toplam itibari değerine sahip pay sahipleri için kullanılabilecektir. Son olarak fiili azınlık ise, payların itibari değeri yahut oy sayısına göre belirlenmeyen, genel kurulda var olan yahut kullanılan oyların sayısına göre tespit edilen, her olayda farklılık arz eden azınlık pay sahipleri için kullanılabilecektir.4

III. AZINLIĞIN PAY SENEDİ BASTIRILMASINI TALEP ETME HAKKI

Pay senedi bastırılmasını talep etme hakkını hamiline yazılı paylar ile nama yazılı paylar bakımından ayrı ayrı değerlendireceğiz. TTK m. 486/2 düzenlemesi ile kanun koyucu anonim şirket paylarının hamiline yazılı olması halinde yönetim kurulunun, pay bedelinin tamamının ödenmesi tarihinden itibaren üç ay içinde pay senetlerini bastırıp pay sahiplerine dağıtma yükümlülüğünü yüklemiştir. Yani bu pozitif yükümlülük, yönetim kurulunun gerçekleştirmesi gerektiği ödevleri arasında yerini almıştır. Nama yazılı pay senedi basımı usulünden farklı olarak burada yönetim kuruluna alacağı hamiline yazılı hisse senedi basım kararının tescil ve ilan zorunluluğu getirilmiştir. Ayrıca yine bu düzenleme içerisinde yönetim kuruluna hamiline yazılı pay senedi basılana kadar geçici ilmühaber çıkarabileceği belirtilmiştir. Yönetim kurulu ilmühaber çıkarsa da; pay senedi basılıncaya kadar geçici olarak ilmühaber çıkarmak mümkün olduğundan, kanun koyucu bu düzeleme ile hamiline yazılı pay senedi basımının zaman gerektiren uygulama olması sebebiyle pay sahiplerinin bu süreçte zarara uğramamalarını amaçlamış olduğundan ve son olarak tedavülleri farklı olduğundan yönetim kurulunun hamiline yazılı pay senedi bastırma yükümlülüğünden kurtulamayacaktır.

TTK m. 486/3 düzenlemesi ile azınlığın istemi halinde yönetim kurulunun nama yazılı pay senedi bastırıp sahiplerine dağıtacağı belirtilmiştir. Her ne kadar kanun hükmünde açıkça ifade edilmese de doktrinde baskın görüş, buradaki azınlık kavramından sermayenin en az onda birini temsil eden pay sahiplerinin anlaşılması gerektiği yönündedir. TTK m. 486/2 ile m. 486/3 birlikte değerlendirildiğinde, hamiline yazılı pay senetlerinin basımı yönetim kurulunun ödevi iken nama yazılı pay senedinin basımının azınlığın istemine bırakıldığı görülmektedir. Bu noktada yönetim kurulu, hamiline yazılı pay bedellerinin tamamının ödenmesinden sonraki 3 aylık süreçte pay senedi bastırmaz yahut nama yazılı azınlık pay sahibinin istemine rağmen nama yazılı pay senedini bastırmaz ise azınlığın bu durumda haklarını nasıl koruyacağı sorunu üzerinde durulmasında fayda olacaktır.

TTK m. 486 gerekçesinde açıkça azınlığın istemine rağmen yönetim kurulunun nama yazılı pay senedi bastırmaması ve dağıtmaması halinde pay sahiplerinin mahkemeye başvurabilecekleri belirtilmektedir. Şüphesiz ki, pay sahibinin bu aşamada nama yazılı pay senedi basımı talebi ile eda davası ikame etmesi mümkündür. Hatta şartları mevcut hale geldiğinde yönetim kuruluna karşı sorumluluk davası da ikame edebilecektir. Ancak kanun koyucu işbu düzenleme ile azınlık tarafından nama yazılı pay senetlerinin çıkartılması yönünde istemde bulunulması halinde yönetim kurulunun ne kadar zamanda pay sahiplerine, pay senetlerini dağıtacağı yönünde açık bir düzenlemeye yer vermemiştir. Ancak kıyasen TKK 486/2 maddesinde belirtilen üç aylık süre sürenin azınlığın nama yazılı hisse senetlerinin çıkartılması yönünde istemde bulunması halinde de uygulama alanı bulacağı kanaatindeyiz.

Yönetim kurulu tarafından hamiline yazılı pay senetlerinin basılmaması durumu TTK m. 486 gerekçesinde yer almamaktadır. Doktrinde mahkemenin yönetim kurulunun yerine geçerek karar vermesinin doğru olmadığı belirtilerek hamiline yazılı pay sahibinin eda davası açamayacağı belirtilmekte ise de yönetim kurulu tarafından hamiline yazılı pay senetlerini bastırma yükümlülüğünün yerine getirilmemesi halinde pay sahibinin şirkete karşı eda davası açabileceğini savunanlar da bulunmaktadır.5 Kanaatimizce, pay bedelinin tamamının ödenmesi tarihinden itibaren 3 aylık sürenin dolmuş olmasına rağmen şirket yönetim kurulu tarafından hamiline yazılı pay senedinin bastırılmamış olması şüphesiz ki; pay sahibinin -özellikle aile şirketlerinde- birçok farklı konu bakımından zarara uğramasına sebebiyet verebilecek, baskı unsuru teşkil edebilecek ve doğrudan kanunun yönetim kuruluna yüklediği yükümlülüğün ihlali sonucunu doğuracak olup pay sahibinin bu hakkını koruyabilmesi adına şirkete karşı eda davası açmasında bir engel bulunmamaktadır. Her ne kadar eda davalarının konusu yapma, borcu ifa etme olsa da TTK m. 486/1 kapsamında yönetim kuruluna hamiline yazılı pay senedi bastırma yükümlülüğü yüklendiğinden davanın türü bakımından da engel bulunmamaktadır. Hatta pay senedi basılmamasından dolayı pay sahibinin zararı meydana gelir ise doğrudan zarar niteliğindendir. 6 Hamiline yazılı payların basılmaması sebebiyle pay sahibinin zarara uğraması halinde TTK m. 553 hükmü kapsamında yönetim kuruluna karşı sorumluluk davası da açılabilecektir. 7

Son olarak pay senedinin basımı için ikame edilecek eda davası bakımından mahkemece pay senedinin basılarak pay sahibine teslimine karar verilmesi halinde hükmün icrası aşamasında sorun yaşanması da muhtemeldir. Özellikle hamiline yazılı pay senedinin basımı hakkında verilecek mahkeme ilamı sonrası ilamlı icra takibine konu edilse dahi icra müdürlüğünün yönetim kurulu yerine geçerek karar alması ve kararı tescil ettirmesi mümkün olmayacağından dolayı yalnızca hamiline yazılı pay senedi basımına yönelik işlemleri gerçekleştirmek üzere şirkete kayyım atanması yönünde mahkeme ilamı tesis edilmesi gerektiği kanaatindeyiz

Footnotes

1. Sevi, Payın Devri, s.205.

2. Özden, Ece. "Şirketler Topluluğunda Azınlık Hakları ve Azınlığın Korunması." Prof. Dr. Zühtü Aytaç'a Armağan,2024, ss. 1699

3. Özden, Ece. "Şirketler Topluluğunda Azınlık Hakları ve Azınlığın Korunması." Prof. Dr. Zühtü Aytaç'a Armağan,2024, ss. 1700

4. ULUSOY, Erol, Anonim Şirketlerde Bireysel ve Azınlık Pay Sahibi Hakları, Ankara 2016, s.72

5. Bkz. ŞENER, Oruç Hami, Ortaklıklar Hukuku, 5. Bası, s.614, TEKİNALP, Ünal, Sermaye Ortaklıklarının Yeni Hukuku,4.Bası, s.95,

6. Pay sahipleri ve alacaklıların anonim yönetim kurulu üyelerine karşı açacakları sorumluluk davalarına ilişkin olarak doğrudan zarar ve dolaylı zarar ayrımı için bkz. Poroy ve diğerleri (Çamoğlu), Ortaklıklar I, ss. 443-447; Şener, ss. 420-421

7. Ünal Tekinalp, Sermaye Ortaklıklarının Yeni Hukuku, 4. Bası, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2015,

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.

Mondaq uses cookies on this website. By using our website you agree to our use of cookies as set out in our Privacy Policy.

Learn More