Metaverse Evreni ve Sanal Arazi Satislari: Neden ve Nasil?
Dijitallesme, blockchain teknolojisi ve kripto paralar derken bugün gerçek dünyanin adeta dijital bir kopyasi olarak tanimlayabilecegimiz Metaverse evreni her geçen gün gündemde daha fazla yer tutmaya basladi. Özellikle geçtigimiz yilin ekim ayinda Facebook'un sirket adini, Metaverse evrenine atfen, Meta olarak degistirdigini duyurmasi, teknoloji ve finans çevrelerinin dijital dünyanin gelecegine olan ilgisini artirdi.
Bugün "Metaverse kavramini daha çok duymamizin diger birçok nedeni var. Özellikle Covid-19 pandemisi, dünyanin dört bir yaninda, her yastan, her meslekten milyarlarca insanin dijital dünyayi daha yakindan tanimasini sagladi. Artik her esyanin, her islemin dijital dünyada bir karsiligi oldugunu düsündügümüzde, fiziki dünyadaki gayrimenkullerin dijital kopyalarinin mülkiyetinin, blockchain altyapisi vesilesiyle devrinin çok da sasirtici olmadigini ifade etmek gerekiyor.
Sanal arazi satisi henüz çok yeni bir uygulama. Yazimizin devaminda ifade edecegimiz riskleri bulunsa da sektörün önde gelenlerinde önümüzdeki dönemde bu alanin gelismeye devam edecegi beklentisi mevcut. 2022 yili ocak ayi itibariyle ciddi bir alici kitlesine hitap eden dijital arazi satis platformlarini su sekilde siralayabiliriz: Decentraland, The Sandbox, Somnium Space, OVR, SuperWorld, AxieInfinity ve Next Earth. OVR, SuperWorld ve Next Earth platformlari gerçek dünyanin bir kopyasindan arazi satin alma firsati sunuyor. Decentraland, AxieInfinity, The Sandbox ve Somnium Space ise, arazi olusturup buranin tasarlanmasina ve arazi alim satimi yapilmasina olanak taniyor.
Sanal Arazi Satislarinin Bir Hukuki Karsiligi Var mi?
Bu sorunun yanitini vermek adina, öncelikle konuya iliskin hukukumuzda yer alan pozitif düzenlemeleri ele almamiz gerekiyor. 16.04.2021 tarih ve 31456 sayili Resmî Gazete'de yer alan "Ödemelerde Kripto Varliklarin Kullanilmamasina Dair Yönetmelik" (Yönetmelik) hükümleri, açikça kripto varliklarin ödemelerde, dogrudan veya dolayli sekilde, kullanilamayacagini ortaya koyuyor. Dijital arazi satis platformlarinda ise, bu platformlarin temeli olan merkeziyetsizlesme (decentralization/De-Fi) felsefesinin etkisiyle, ödemeler farkli kripto varliklar araciligiyla yapiliyor. Mevcut hukuki düzenlemelerimiz çerçevesinde, platformlar araciligiyla yapilan islemlerin Yönetmelik'in 3/2. maddesine aykiri oldugu anlasiliyor.
Yönetmelik hükümlerine aykiri ödeme islemlerinin yaptirimina iliskin Yönetmelik'te bir düzenleme bulunmamakla birlikte Yönetmeligin 2. maddesinde dayanak kanun olarak T.C. Merkez Bankasi Kanunu ve 6493 sayili Kanun gösteriliyor. Bu kapsamda, Yönetmelik hükümlerine aykirilik halinde 6493 sayili Kanunda sayilan yaptirimlar gündeme gelecektir. 2022 yili, ocak ayi itibariyle hazirlanmakta olan Kripto Varlik Yasasiyla, kripto varliklarla yapilan ödemelere iliskin yeni bir düzenleme yürürlüge girmedigi sürece, platformlar araciligiyla sanal arazi satin alinmasina dayali herhangi bir hukuki talebin, ülkemiz mahkemelerinde öne sürülemeyecegi, hukukumuz anlaminda bir karsiligi olmadigi açiktir.
Ilk tahlilde, sanal arazi satislarinin hukukumuza göre geçersiz oldugunu ortaya koyduk. Bunun yaninda, özellikle gerçek dünyanin bir kopyasindan arazi satin alma imkâni sunan birden fazla platformda ayni arazilerin farkli sahislara satilabilmesi de birçok kisinin sanal arazi satisina mesafeli yaklasmasinin en önemli nedeni olarak ortaya çikiyor.
Önümüzdeki dönemde dijital arazi satislarinin yayginlasmasiyla, tüm dünyada;
-
Iki ayri platformdan, fiziki dünyadaki karsiligi ayni konumda olan arazileri (hatta binalari, yollari, sanat eserlerini vs.) alan iki farkli kisi birbirlerine karsi talepte bulunabilir mi?
-
Iki kisinin de dijital varliklar üzerinde iki ayri mülkiyeti mi vardir, yoksa mülkiyetin paylasilmasi (elbirligi mülkiyeti, payli mülkiyet gibi) mi gündeme gelir?
sorulariyla her kademe hukuk uygulayicilarinin karsilasacagi açiktir.
Son olarak, mevcut hukuk sistemimiz çerçevesinde bu sorulara yanit vermeye çalisalim. Bir an için, dijital arazi alim-satim islemlerinin hukukumuza uygun oldugunu varsayalim. Türk Medeni Kanunu'nun 683 vd. hükümlerine göre, payli mülkiyet ve elbirligi mülkiyeti halleri disinda her bir esyanin/malin tek bir mâlikinin bulunmasi esastir. Kanimizca, fiziki dünyadaki karsiligi ayni olan iki ayri platformdaki dijital varliklarin iki ayri mâliki bulunmasi halinde, dijital varliklar üzerinde iki ayri mülkiyet hakki bulundugunu kabul etmemiz, gelecekte hukuk dünyasinda ciddi bir kaosa sebebiyet verebilir. Diger yandan, iki ayri malikin de tek bir dijital varlik üzerinde malik oldugunu kabul edebilmemiz için, dijital mülkiyet gibi kavramlarin pozitif hukukta yer bulmasi ve bu mülkiyet türü için yepyeni formülasyonlar olusturulmasi gerekir.
Sonuç olarak, bu sorulara günümüz hukuk sistemlerinde net bir yanit vermemiz mümkün olmasa da hukuk uygulayicilari olarak hizla büyüyen dijital dünyada karsilasilabilecek hukuki problemler için kafa yormamiz, sorular sorarak çözüm üretmemiz gerektigi kanaatindeyiz.
The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.