I. Yabancılık Unsuru Bulunan Taşınır Mal Satımı Sözleşmelerinde Uygulanacak Hukuk
Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (“MÖHUK”) madde 1/1 uyarınca, yabancılık unsuru olan işlem ve ilişkilerde uygulanacak hukuk bu kanun hükümlerince tespit edilir. Ancak MÖHUK madde 1/2 uyarınca milletlerarası sözleşme hükümleri saklıdır.
Türkiye'nin taraf olduğu Milletlerarası Mal Satımına İlişkin Sözleşmeler Hakkında Birleşmiş Milletler Antlaşması (“CISG”), taşınır mal satımına ilişkin işlem ve ilişkilerde uygulama alanı bulabilmektedir. CISG'nin uygulama alanına giren bir durum söz konusu ise, bu sözleşmenin hükümleri MÖHUK'un ilgili hükümlerine göre öncelikli olarak uygulanacaktır.
A. MÖHUK Hükümleri Uyarınca Uygulanacak Hukuk
MÖHUK 24'te sözleşmeden doğan borç ilişkilerine uygulanacak hukuk belirlenmiştir. Taraflar ilgili hükme göre bu tür sözleşmesel ilişkilerde uygulanacak hukuku seçebilmektedir. Eğer bir hukuk seçimi mevcut değilse, bu durumda ilgili hükme göre; karakteristik edim borçlusunun, sözleşmenin kuruluşu sırasındaki mutad mesken hukuku, ticari veya mesleki faaliyetler gereği kurulan sözleşmelerde karakteristik edim borçlusunun işyeri, bulunmadığı takdirde karakteristik edim borçlusunun yerleşim yeri hukuku uygulanacaktır. Uygulanacak hukukun tespiti için öncelikle, satış sözleşmesindeki hangi tarafın ediminin karakteristik edim olduğuna karar verilmelidir. Taşınır mal satımı sözleşmelerinde, bir tarafın edimi para iken diğer tarafın edimi belirli taşınır mallardır. Bu durumda, buna benzer şekildeki bir sözleşmesel ilişkideki karakteristik edimin bahsi geçen taşınır mallar olduğu kabul edilmelidir. Dolayısıyla taraflar arasında bir hukuk seçimi olmadığı durumda, edimi söz konusu taşınır mallar olan tarafın sözleşmenin kuruluşu sırasındaki mutad mesken hukuku, ticari veya mesleki faaliyetler gereği kurulan sözleşmelerde bu kişinin işyeri, bulunmadığı takdirde ise bu kişinin yerleşim yeri hukuku uygulanacaktır.
B. MÖHUK'un Yollama Yaptığı Hukuk ile CISG Hükümleri Arasındaki Öncelik Meselesi
Bir hukuki olayda CISG'nin mi yoksa MÖHUK'un yollama yaptığı hukukun mu uygulanacağının tespiti için CISG sözleşmesinin uygulama alanına bakılmalıdır. CISG madde 1'de söz konusu sözleşmenin uygulama alanı tarif edilmiş olup bu hükmün istisnaları madde 2 ve madde 3'te belirtilmiştir. Bahsi geçen hükümler dikkate alındığında, söz konusu milletlerarası sözleşmenin uygulama alanına giren bir durum mevcutsa, bu durumda CISG hükümleri MÖHUK hükümlerine göre öncelikli olarak uygulanacaktır.
Bir önceki paragrafta bahsedildiği üzere, CISG madde 1'de sözleşmenin uygulama alanına ilişkin hükümler yer almaktadır. CISG madde 1/1 uyarınca bu sözleşme; işyerleri farklı devletlerde bulunan taraflar arasındaki mal satımı sözleşmelerine; bu devletlerin akit devletlerden olması veya milletlerarası özel hukuk kurallarının akit bir devletin hukukuna atıf yapması halinde uygulanır. CISG madde 1/2 uyarınca, tarafların işyerlerinin ayrı devletlerde bulunması olgusu sözleşmeden veya sözleşmenin akdi sırasında veya öncesinde gerçekleşmiş olan görüşmelerden veya verilmiş olan bilgilerden anlaşılmadıkça dikkate alınmayacaktır. Ayrıca CISG madde 1/3 uyarınca, bu antlaşmanın uygulanmasında ne tarafların vatandaşlığı, ne tacir olup olmadıkları, ne de sözleşmenin adi veya ticari nitelikte olması dikkate alınacaktır.
II. Yabancılık Unsuru Bulunan Taşınır Mal Satımı Sözleşmelerinde Türk Mahkemelerinin Milletlerarası Yetkisi
Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisi MÖHUK‘un ilgili hükümlerine göre tespit edilmelidir. Bu hususa ilişkin olarak MÖHUK 40'ta yer alan genel nitelikteki düzenleme ve MÖHUK 41-46 arasında yer alan özel nitelikteki düzenlemeler mevcuttur. Özel nitelikteki düzenlemelerin kapsamına giren bir husus mevcut değilse, bu durumda genel nitelikteki düzenleme uygulama alanı bulacaktır. Taşınır mal satımı sözleşmeleri, özel nitelikteki düzenlemelerin kapsamına girmemektedir. Dolayısıyla genel nitelikteki düzenleme uygulama alanı bulacaktır.
MÖHUK 40'ta yer alan genel yetki kuralında ise “Türk mahkemelerinin milletlerarası yetkisini, iç hukukun yer itibariyle yetki kuralları tayin eder.” denilmek suretiyle iç hukuktaki yetkiye ilişkin düzenlemelere yollama yapılmaktadır. Dolayısıyla bu kapsamda değerlendirilen bir uyuşmazlıkta yetkili mahkeme Hukuk Muhakemeleri Kanunu (“HMK”) başta olmak üzere ilgili mevzuat uyarınca tespit edilecektir.
HMK madde 6 uyarınca genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir. Ayrıca HMK madde 10'da yer alan özel yetki kuralı uyarınca, sözleşmeden doğan davalar, sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesinde de açılabilir. HMK kapsamındaki özel yetki, genel yetkiyi kaldırmamakta olup bir uyuşmazlık özelinde hem genel yetkili hem de özel yetkili mahkeme bulunması halinde; her iki mahkeme de davanın görülmesi bakımından yetkili mahkeme olacaktır.
Dolayısıyla taşınır mal satımı sözleşmelerinden kaynaklanan uyuşmazlıklarda, hem davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesi hem de sözleşmenin ifa edileceği yer mahkemesi yetkili olacaktır.
The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.