1. Genel Bakış
Günümüzde teknolojinin son ürünlerinden biri olarak hayatımıza giren kripto varlıklar ve blok zinciri sadece ekonomi dünyasını değil yaygınlaşmasının doğal sonucu olarak hukuk dünyasını da etkilemiştir. Hukuk yapısı gereği teknolojiyi geriden takip eden bir daldır. Bir teknolojik yeniliğin önce doğması toplum tarafından belirli ölçüde benimsenmesi daha sonrasında kendine özgü çözüm yollarına ihtiyaç duyan anlaşmazlıklara konu olması gerekir. Ancak bu şartlar kümülatif olarak ortaya çıktığında hukuk o alanda yenilik ve düzenleme yapma adımları atar.
Satoshi Nakamoto'nun 2009'da hayatımıza kattığı kripto para ve kripto varlıklar 2020 yılında Korona virüs salgınının insanları evlerine kapatması, ekonomik açıdan zorluk yaşatması sonrasında iyiden iyiye popülerleşerek hukukun dikkatini de üstüne çekmeyi başarmıştır. Ülkemizde bu konuda ilk kodifikasyon çalışmaları ceza hukuku alanında kamu güvenliğinin sağlanması amacıyla çıkarılan terör suçunu ve finansmanını önleme üzerine başlamıştır. Gittikçe gelişerek ilerleyen bu kodifikasyon çalışmasının son ürünü ise 7518 numaralı Sermaye Piyasası Kanununda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'dur. 2023 yılında verilen kanun teklifi 02.07.2024'te resmi gazetede yayınlanmış ve yayın tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Kripto para kanunu olarak da dillerde dolaşan bu kanunun sektörün hangi kısmını etkileyeceği; tüketici, üretici veya aracı hizmet sağlayıcıların bu kanundan nasıl etkileneceği akıllara ilk gelen soru olmuştur. Bu soruları yanıtlamak için öncelikle kanunun sistematiğini incelemek doğru olacaktır. 7518 numaralı kanun değişikliğine bakıldığında hatırı sayılır bir kısmın tanım hükümlerine dayandığı ve geri kalan kısmın da yetki düzenlemesi yaptığı görülmektedir.
2. Hukuki Tanımlar
Bu değişiklikle kanun koyucu kripto varlık dünyasına ait bazı terimlerin hukuki sınırlarını çizmişse de bazı konuları konu dışı bırakmıştır. Kripto varlıklara dair olan bu kanunda Nitelikli Fikri Tapu (NFT)lere ilişkin bir düzenleme yapılmamış olması da etkisinin kanun koyucunun dikkatini çekecek kadar olmamasıdır. Kanunun asıl hedef kitlesi SPK ve Kripto Varlık Hizmet Sağlayıcılar olarak değerlendirilmelidir. Terimler yapıldıktan hemen sonra konu üzerinde SPK'nın yetkisi, sınırları, kararları ve organizasyonu yönetim şekli hakkında kurallar koyulmuş ve yetkilendirmeler yapılmıştır. Daha sonrasında SPK'ya bırakılmayan konularda Kripto Varlık Hizmet Sağlayıcılarının işleyişi ve hizmet ilkelerine ilişkin doğrudan düzenleme yapılmıştır.
Tanımlara bakılacak olursa: Cüzdan, tanımı yapılırken sıcak/soğuk ayrım yapmadan tüm cüzdanları kastetmiştir. Ancak daha ayrıntıya girdikçe kanunun da sıcak ve soğuk cüzdanlara yaklaşımının aynı olmadığı ortaya çıkacaktır.
Kripto Varlık, tanımı içerisinde dikkat edilmesi gereken iki nokta bulunmakta; biri kripto varlıkların oluşturulması teknolojisi bakımından kanunun geleceğe yönelik bir açık kapı bırakılmış olması diğeri ise Nitelikli Fikri Tapu (NFT)'ların bu kanun değişikliği kapsamının dışında bırakılmış olmasıdır. Yani bu kanun Kripto Para alım-satım, saklama, ilk satış vb. İşlemlere aracılık edenleri kapsarken NFT marketlerini kapsamamaktadır.
Geriye kalan iki tanımlama ise Kripto Varlık Hizmet Sağlayıcı ve Kripto Varlık Saklama Hizmetleri üzerine yapılmıştır. Kripto Varlık Hizmet Sağlayıcı gündelik dilde kripto para borsaları olarak ifade edilebilecekken saklama hizmeti ise cüzdan uygulamaları olarak göz önüne çıkar.
Sonuç olarak bu kanun kapsamında NFT'ler hariç olmak üzere kripto varlıkların saklanması, satılması, takası, değiştirilmesi ve ilgili diğer işlemlerin yapılmasına aracılık eden kuruluşlar SPK'nın iznine tabi tutulmuştur.
3. Şimdi Ne Olacak?
İlgili kanun 02.07.2024'te resmi gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir. Bundan sonra hizmet sağlayıcılar dikkatli bir şekilde SPK yönergelerini takip etmekle yükümlüdür. Kanun hizmet sağlayıcıları ikiye ayırmıştır. İlk grup işbu kanun değişikliği yürürlüğe girdiğinde hali hazırda kripto varlık hizmeti sağlayanlar ve daha sonra kuruluş gerçekleştirmek isteyen ve henüz hizmete başlamamış kuruluşlar.
İkinci grubun yani daha hizmete başlamamış olanların Geçici madde 11/3 uyarınca lisanslarını SPK'dan temin edene kadar hizmet veremeyeceği hüküm altına alınmıştır. Yani basit bir anlatımla zaten hizmet verenler hizmetlerine SPK yönetmeliklerine entegre olarak devam edebilecekler ancak hizmete başlamamış olanların izinlerini elde edene kadar beklemesi gerekecektir.
İlk grup için SPK'nın internet sitesinde yayınlanan EK-1 ve Ek-2 belgelerinin eksiksiz doldurulup 02.08.2024'e kadar SPK'ya başvuruda bulunmaları gerekmektedir. Bu belgeleri eksiksiz temin eden ve sunan kuruluşların en geç 3 aylık süre içerisinde tasfiye kararı alacaklarını ve bu süreçte yeni müşteri kabul etmeyeceklerini de beyan etmeleri gerekir. Kurula yapılan başvurular kurulun internet sitesinde ilan edilir. Ayrıca tasfiye olacak kuruluşların durumu müşterilerine internet sayfasında yapılacak ilana ek olarak telefon, kısa mesaj, elektronik posta gibi iletişim araçları ile bilgi vermesi gerekir. Platform gelirleri üzerinden kurul ve TÜBİTAK bütçesine gelir kaydedilmesi uygulamasına 2024 yılı üzerinden yapılacak hesaplama ile 2025'te başlanacaktır. Bu kanun hükümlerine uymayanlar SPK 99/A ve SPK 109/A uyarınca idari ve cezai yaptırımlarla karşılaşabilirler
Ayrıca belirtmek gerekir ki Kripto para hizmeti veren ATM'lerin ve Yurt Dışı merkezli kripto varlık hizmet sağlayıcıların işlemlerine 3 ay içerisinde son verilecektir. Bu süre sonrasında hala faaliyet gösteren sağlayıcı tespit edilirse yine aynı kanun hükümlerince yaptırıma maruz kalacaktır
The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.
We operate a free-to-view policy, asking only that you register in order to read all of our content. Please login or register to view the rest of this article.