Employment Newsletter (Turkish)

EA
Esin Attorney Partnership

Contributor

Esin Attorney Partnership, a member firm of Baker & McKenzie International, has long been a leading provider of legal services in the Turkish market. We have a total of nearly 140 staff, including over 90 lawyers, serving some of the largest Turkish and multinational corporations. Our clients benefit from on-the-ground assistance that reflects a deep understanding of the country's legal, regulatory and commercial practices, while also having access to the full-service, international and foreign law advice of the world's leading global law firm. We help our clients capture and optimize opportunities in Turkey's dynamic market, including the key growth areas of mergers and acquisitions, infrastructure development, private equity and real estate. In addition, we are one of the few firms that can offer services in areas such as compliance, tax, employment, and competition law — vital for companies doing business in Turkey.
Anayasa Mahkemesi'nden 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun Bazı Hükümlerinin İptaline İlişkin Yeni Karar
Turkey Employment and HR
To print this article, all you need is to be registered or login on Mondaq.com.

Esin Avukatlık Ortaklığı İş Hukuku Ekibi Departmanı olarak aylık bültenimizi sizlerle paylaşmaktan memnuniyet duyuyoruz.

Bu bülten, son dönemde Türkiye'de iş hukuku alanında yaşanan gelişmeler özetlenmektedir.

Anayasa Mahkemesi'nden 6325 Sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun Bazı Hükümlerinin İptaline İlişkin Yeni Karar

Karar Yayımlanma Tarihi: 18 Nisan 2024

Özet

Anayasa Mahkemesi'nin ("AYM") 2023/160 esas, 2024/77 karar numaralı kararı ("Karar"), 18 Nisan 2024 tarihli ve 32521 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanmıştır. AYM, 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nun ("Arabuluculuk Kanunu") 18/A maddesinin 11 numaralı fıkrasının birinci cümlesinin "...bu taraf davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutulur." bölümünün ve ikinci cümlesi olan "Ayrıca bu taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmez." cümlesinin temel hak ve hürriyetleri orantısız bir şekilde sınırlandırdığına ve mülkiyet hakkı ve hak arama hürriyetinin ihlali niteliğinde olduğuna, bu nedenle söz konusu hükümlerin iptaline karar vermiştir.

Önemli Detaylar

  • Arabuluculuk Kanunu'nun 18/A maddesinin 11 numaralı fıkrası uyarınca taraflardan biri geçerli bir mazeret göstermeksizin ilk toplantıya katılmaz ise davada kısmen veya tamamen haklı çıksa bile yargılama giderinin tamamından sorumlu tutuluyordu. Aynı fıkrada ayrıca toplantıya mazeretsiz katılmayan taraf lehine vekâlet ücretine hükmedilmeyeceği düzenlenmekteydi.
  • Çorum Tüketici Mahkemesi, önüne gelen bir davada, itiraz konusu kuralların Anayasa:ya aykırı olduğu kanaatine vararak, ilgili düzenlemelerin somut norm denetiminin yapılması için AYM:ye başvurmuştur. Başvuruyu inceleyen AYM iptal kararı vermiştir.
  • AYM'ye göre; arabuluculuğun dava şartı olarak düzenlendiği uyuşmazlıklarda, taraflar, uyuşmazlığın mahkeme huzurunda görülmesini isteyebileceği için arabuluculuk toplantısına katılmayarak arabuluculuk nezdinde uzlaşmayı örtülü olarak reddedebilir. İlgili tarafın uyuşmazlık sonunda haklı çıkması halinde ise tüm yargılama giderlerinden sorumlu tutulması, uyuşmazlığın mahkeme huzurunda görülmesini talep etme hakkına orantısız bir sınırlama getirmektedir.
  • Karar'da AYM, arabuluculuk ilk toplantısına katılmayan tarafın sorumlu tutulduğu yargılama giderleri ve bu taraf lehine hükmedilmeyecek olan vekalet ücretinin, Anayasa'da düzenlenen mülkiyet hakkı kapsamında bir mülk teşkil ettiğini belirtmiştir. İlaveten AYM, dava yoluyla hak arama özgürlüğünün temel hak niteliği taşıdığının ve temel hak ve özgürlüklerden gereken şekilde yararlanılmasını ve bunların korunmasını sağlayan en etkili güvencelerden biri olduğunun altını çizmiştir. Bu kapsamda AYM, itiraz konusu kurallar uyarınca dava sonucunda haklı çıkan tarafın karşı taraftan alması gereken yargılama gideri ve vekalet ücretinden yoksun bırakılmasının, mülkiyet hakkı ve mahkemeye erişim haklarına sınırlama getirdiğini tespit etmiştir.
  • Özetle AYM; geçerli bir mazeret göstermeden arabuluculuk ilk toplantısına katılmayan tarafın yargılama giderlerinden tamamıyla sorumlu tutulması ve vekalet ücretinin tamamından yoksun bırakılmasının kişilere aşırı bir külfet yüklemesi, kamu yararı ile mülkiyet hakkı ve mahkemeye erişim hakları arasında gözetilmesi gereken adil dengeyi kişiler aleyhine bozması sebebiyle orantısız bir sınırlamaya neden olduğu sonucuna varmış ve itiraz konusu kuralı iptal etmiştir.
  • İptal kararı, Resmi Gazete:de yayımlanmasından (18 Nisan 2024) itibaren 9 ay sonra yürürlüğe girecektir.

Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü'nden ''Kahramanmaraş'ta Meydana Gelen Depremlerden Etkilenen Bazı Yerler İçin Mücbir Sebep Halinin Uzatılmasına İlişkin Duyuru''

Duyuru Yayımlanma Tarihi: 30 Nisan 2024

Özet

Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Sigorta Primleri Genel Müdürlüğü tarafından 30 Nisan 2024 tarihinde yayımlanmış olan duyuru (''Duyuru'') uyarınca Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illeri ile Gaziantep ili İslâhiye ve Nurdağı ilçelerinde 30 Nisan 2024 günü sonu itibarıyla sona erecek olan mücbir sebep halinin 31 Ağustos 2024 tarihine kadar uzatılmasına karar verilmiştir.

Önemli Detaylar

  • Duyuru uyarınca Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illeri ile Gaziantep ili İslâhiye ve Nurdağı ilçelerinde yer alan sigortalı çalıştıran işyerlerinin 6 Şubat 2023 ila 31 Ağustos 2024 tarihleri arasında, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'na (''Kanun'') göre vermekle yükümlü oldukları her türlü bilgi, belge ve beyannamelerin, işyeri kayıt ve belgelerinin (işyeri tescil bildirgesi, iş kazaları ile meslek hastalıkları bildirimleri dahil) 16 Eylül 2024 tarihine kadar (bu tarih dahil); muhtasar ve prim hizmet beyannameleri/aylık prim ve hizmet bildirgelerinin ise (2023 Ocak ayı ila 2024 Temmuz dönemine ilişkin) 31 Ekim 2024 tarihine kadar (bu tarih dahil) SGK'ya verilmesi halinde yasal süresi içinde verilmiş sayılacaktır.
  • Ayrıca, 6 Şubat 2023 tarihinden önce ödeme süresi dolmuş mevcut prim borçları 30 Eylül 2024 tarihine (bu tarih dahil) kadar; 2023 yılı Ocak ila 2024 Temmuz aylarına ait prim borçları ise Kanun'un 89. maddesinde belirtilen gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanmaksızın 28 Şubat 2025 tarihine (bu tarih dahil) kadar ertelenecektir.
  • Duyuru'da yer alan düzenlemeye göre, Kanun'un 4. maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (4) numaralı alt bendi ile ek 5. maddesi kapsamındaki sigortalıların 6 Şubat 2023 tarihinden önce ödeme süresi dolmuş mevcut prim borçları ile 2023 yılı Ocak ila Aralık dönemine ait primleri ile 2024 yılı Ocak ila Haziran aylarına ait primleri Kanun'un 89. maddesinde belirtilen gecikme cezası ve gecikme zammı uygulanmaksızın 28 Şubat 2025 tarihine (bu tarih dahil) kadar ertelenecektir.
  • Söz konusu bölgelerde yer alan işyerleri, 6 Şubat 2023 ila 26 Ağustos 2024 tarihleri arasında verilmesi gereken muhtasar ve prim hizmet beyannamelerini/aylık prim ve hizmet belgelerini 31 Ekim 2024 tarihine kadar (bu tarih dahil) vermiş olmaları ve içeriğinde dahil olan prim borçlarını 28 Şubat 2025 tarihine; 6 Şubat 2023 tarihi öncesi yasal ödeme süresi geçmiş borçlarını ise 30 Eylül 2024 tarihine kadar (bu tarih dahil) ödemeleri şartıyla teşviklerden yararlandırılacaktır.
  • Ödeme vadesi geçmiş borçları çeşitli kanunlar uyarınca yeniden yapılandırılmış veya 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca tecil ve taksitlendirilmiş olup, 6 Şubat 2023 tarihi itibarıyla yapılandırma/taksitlendirme işlemleri bozma koşuluna girmemiş işveren, sigortalı ve hak sahiplerinin ödeme vadeleri 6 Şubat 2023 ila 31 Ağustos 2024 tarihleri arasında sona eren taksitlerini 30 Eylül 2024 tarihine kadar ödemeleri halinde yasal süresi içinde ödenmiş sayılacaktır.
  • Erteleme kapsamındaki borçlar, 28 Şubat 2025 tarihine kadar (bu tarih dahil) başvuru yapılması ve ilgili mevzuat kapsamında belirtilen diğer koşulların sağlanması kaydıyla 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 48. maddesinin altıncı fıkrası kapsamında azami 24 ay süre ile tecil faizi alınmaksızın tecil ve taksitlendirilecektir.
  • Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illerinde faaliyet gösteren meslek mensuplarıyla 6 Şubat 2023 tarihi itibarıyla aracılık ve sorumluluk sözleşmesi bulunan ve Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illeri dışında işyeri bulunan işverenlerin 2023 yılı Ocak ila 2024 yılı Temmuz aylarına ilişkin muhtasar ve prim hizmet beyannamelerinin "SGK Bildirimleri" kısmının 31 Ekim 2024 tarihine kadar verilmesi ve tahakkuk edecek prim borçlarının 28 Şubat 2025 tarihine kadar ödenmesi halinde söz konusu yükümlülükler yasal süresi içinde yerine getirilmiş sayılacaktır.
  • Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illeri ile Gaziantep ili Islahiye ve Nurdağı ilçelerinde afet kapsamında yer alan işveren, sigortalı ve hak sahiplerinin 7440 sayılı Yapılandırma Kanunu kapsamındaki başvurularını 2 Aralık 2024 tarihine kadar yapılabilmesine ve bu borçluların borçlarının ilk taksitini başvuruyu takip eden ay sonuna kadar, diğer taksitlerini ise bu taksiti takip eden aylık dönemler hâlinde ödeyebilmesine imkan sağlanacaktır. Ek olarak, Adıyaman, Hatay, Kahramanmaraş ve Malatya illeri ile Gaziantep ili Islâhiye ve Nurdağı ilçelerinde mücbir sebep hali 31 Ağustos 2024 tarihine kadar uzatıldığından 2024 yılı Ağustos ayı ve sonrasına ait aylık prim ve hizmet belgeleri/muhtasar ve prim hizmet beyannameleri yasal süreleri içerisinde verilecek ve söz konusu aylık prim ve hizmet belgeleri/muhtasar ve prim hizmet beyannamelerine ait primler de yine yasal süresi içerisinde ödenecektir.

Yargıtay'dan Muvazaalı Alt İşverenlik İlişkisine İlişkin Karar

Karar Tarihi: 3 Nisan 2024

Özet

Yargıtay 9. Hukuk Dairesi'nin ("Mahkeme") 2024/2748 esas, 2024/6523 karar numaralı kararı ("Karar") uyarınca işyerinde yürütülen işin görülmesine ilişkin teknolojik imkan ve araç gereç yönünden daha üstün konumda olan asıl işverenin teknolojik imkanlar dahilinde yapabileceği bir işi alt işverene vermesi halinde muvazaalı alt işverenlik ilişkisinin kurulmuş olacağı belirtilerek, alt işveren işçisi olarak istihdam edilen işçilerin muvazaalı alt işverenlik ilişkisinin kurulduğu tarihten itibaren asıl işverenin işçisi sayılacağına hükmedilmiştir. Mahkeme ayrıca, sendika üyeliğini asıl işverene bildirmeyen işçilerin asıl işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanamayacağına karar vermiştir.

Önemli Detaylar

  • Davacı, aslında başlangıçtan itibaren Davalı'nın işçisi olmasına rağmen, Davalı ile arasında ihale usulü hizmet alım sözleşmesi bulunan Madencilik Şirketi'nin (''İhbar Olunan'') çalışanı olarak gösterildiğini, bu kapsamda muvazaalı ilişki nedeniyle haklarının kısıtlandığı iddiası ile ilk derece mahkemesinde dava açmıştır. Davacı, Davalı'nın imzalamış olduğu toplu iş sözleşmesinin tarafı olan sendikaya üye olduğunu belirterek Davalı'nın işçisi olduğunun tespiti ile ilave tediye alacağının ve toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacaklarının Davalı'dan tahsilini talep etmiştir.
  • İlk derece mahkemesi, Davalı ile İhbar Olunan arasında yer alan asıl işveren alt işverenlik ilişkinin muvazaalı olduğuna, bu kapsamda Davacı'nın ilave tediye alacağının ödenmesi gerektiğine ancak Davacı'nın sendika üyeliğinin Davalı'ya bildirilmemiş olması nedeniyle toplu iş sözleşmesinden kaynaklanan alacak taleplerinin reddine karar vermiştir.
  • İstinaf mahkemesi, asıl işin alt işverene verilebilmesi için gerekli olan, işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren işlerden olma şartının somut olayda mevcut olmadığına ve Davacı'nın Davalı asıl işverenin işçisi olarak kabul edilmesi gerektiğine hükmetmiştir. İstinaf mahkemesi ayrıca, Davacı'nın sendika üyeliğini Davalı'ya bildirmemiş olması nedeniyle Davalı'nın taraf olduğu toplu iş sözleşmesi hükümlerinden yararlanamayacağına karar vermiştir.
  • Mahkeme, istinaf mahkemesinin kararını onamıştır.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.

Mondaq uses cookies on this website. By using our website you agree to our use of cookies as set out in our Privacy Policy.

Learn More