İLE EVLİLİĞİ SONA ERDİREN, ORTADAN KALDIRAN YABANCI MAHKEME VE İDARE KARARLARININ TANINMASINA İLİŞKİN YENİLİKLER

Devletler kendi ülkeleri üzerindeki egemenliklerinin bir yansıması olarak, yargılama faaliyetlerini bağımsızca yürütürler. Milletlerarası platformda, bağımsız olarak yürütülen yargı faaliyetleri sonucunda verilen mahkeme kararlarının ise başka devletlerin egemenlik alanındaki ülkelerde icra edilebilmesi ve/veya kesin hüküm-kesin delil oluşturması için tanıma yahut tenfiz kararı verilmesi gerekmektedir.

Aşağıda ana hatları ile açıklayacağımız üzere, Türkiye Cumhuriyeti bakımından, başka bir devletin mahkemeleri tarafından verilmiş kararların tanınması ve tenfizi, Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun, tarafı olduğumuz uluslararası anlaşmalar ve 7 Şubat 2018 tarihli Resmî Gazete'de yayınlanan yönetmelik kapsamında yer alan düzenlemelere uygun olarak yapılmaktadır.

1. Tanıma ve Tenfiz Kavramları:

Tanıma; yabancı bir ülke mahkemesi tarafından, özel hukuk alanında verilmiş ve kesinleşmiş olan bir kararın diğer bir ülke egemenlik alanında kesin hüküm kuvvetinin kabul edilmesidir.

Tenfiz; yabancı bir ülke mahkemesi tarafından verilmiş ve kesinleşmiş olan kararın, diğer bir ülke egemenlik alanında cebri icra kabiliyeti kazanmasıdır.

2. Tanıma Kararı Verilmesinin Koşulları:

  • Yabancı bir mahkeme tarafından verilmiş bir ilam olması,
  • Talep konusu karar (şekli anlamda) kesinleşmiş olması,
  • Tanınması istenen kararın özel hukuk alanına ilişkin bir karar olması,
  • Tanınması talep edilen yabancı mahkeme kararının kamu düzenine açıkça aykırı olmaması,
  • Kararın, Türk mahkemelerinin münhasır yetkisine girmeyen bir konuda verilmiş̧ olması ya da yabancı mahkeme kararının davalısının itiraz etmesi şartıyla ilamın, dava konusu veya taraflarla gerçek bir ilişkisi bulunmadığı halde kendisine yetki tanıyan bir devlet mahkemesince verilmemiş olması,
  • Kararın davalının savunma haklarına uygun davranılarak verilmiş olması gerekmektedir.

3. Tenfiz Kararı Verilmesinin Koşulları:

Yukarıda, "Tanıma Kararı Verilmesi Koşulları" başlığı altında sayılan şartların mevcudiyetinin yanı sıra, MÖHUK madde 54/1 uyarınca; Türkiye Cumhuriyeti ile ilamın verildiği devlet arasında karşılıklılık esasına dayanan bir anlaşma yahut o devlette Türk mahkemelerinden verilmiş ilamların tenfizini mümkün kılan bir kanun hükmünün veya fiili uygulamanın bulunması gerekmektedir.

4. Tanıma ve Tenfiz Kararı Verilmesi:

Prensip olarak Asliye Hukuk Mahkemeleri'nden dava yolu ile talep edilen tanıma ve tenfiz istemlerini incelemekle yetkili ve görevli olan mahkemenin, kararın içeriğinin incelenmesi bakımından kullanabileceği bir takdir yetkisi yoktur. Şartları sağlayan tüm yabancı mahkeme kararlarının usulüne uygun şekilde yapılan tanıma ve tenfiz başvuruları, mahkeme tarafından yalnızca şekli, usuli incelemeler; tanıma veya tenfiz kararı verilmesi için yasa ile aranan şartların sağlanıp sağlanmadığı hususunda yapılır. Başvuruyu değerlendiren mahkeme, kararı veren mahkemenin uyguladığı hukukun, usulün doğruluğu ya da uygunluğu bakımından bir inceleme yapamaz. Takdir yetkisi bulunmayan hâkim, kanun ile aranan şartlar sağlanmış ise tanıma ve/veya tenfiz kararını vermek zorundadır.

Nitekim Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu'nun 2010/1E., 2012/1K. sayılı ve 10.02.2012 tarihli kararında da;

"Tenfiz hâkiminin yabancı mahkeme ilamının maddi hukuk bakımından doğruluğunu inceleme ve değerlendirme yetkisi yoktur. Bu yasak çerçevesinde, tenfiz hakiminin ilamda mevcut olan bir gerekçeyi inceleyip değerlendirmesi de söz konusu olamaz. İlamda bir gerekçenin bulunması veya bulunmaması ilamda yer alan hükmün kamu düzenine aykırılığını belirlemede önem taşımamaktadır. Anayasanın 141. maddesinin yargılama usulüne ilişkin olarak koyduğu ilkelerin, münhasıran Türk mahkemeleri için geçerli olacağı açık ve tartışmasızdır. Yabancı mahkeme ilamının hüküm fıkrasının uygulanmasıyla, kamu düzenine aykırı sonuçları doğuracak yabancı mahkeme kararlarının tenfizi olanaklı değildir. Yabancı mahkeme kararlarının salt gerekçesinin bulunmamasının kesinleşmiş yabancı mahkeme kararının tenfizine engel olmayacağı ve bu hususun 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanunun 54/c maddesi anlamında kamu düzenine açıkça aykırılık sayılmayacağına karar verilmiştir."

Gerekçesi ile kurulan hüküm ile tanıma ve tenfiz başvurusuna bakan Türk mahkemesinin, yabancı mahkeme kararının esasa ilişkin olarak incelenemeyeceği, denetlenemeyeceğini hükme bağlamıştır.

5. Tanıma ve Tenfiz Davalarında Usul:

5.1. Yargılama Usulü

Tanıma ve tenfiz davaları, "Tenfiz istemine ilişkin dilekçe, duruşma günü ile birlikte karşı tarafa tebliğ edilir. İhtilafsız kaza kararlarının tanınması ve tenfizi de aynı hükme tabidir. Hasımsız ihtilafsız kaza kararlarında tebliğ hükmü uygulanmaz. İstem, basit yargılama usulü hükümlerine göre incelenerek karara bağlanır." hükmünü içeren MÖHUK madde 55/2 uyarınca tenfiz/tanıma talebinde bulunmaya hukuki yararı, menfaati olan herkes tarafından açılabilir. Yasa'da belirtildiği üzere, tanıma/tenfiz davaları, Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun Altıncı Kısım'ında yer alan 316-322. maddeleri uyarınca basit yargılama usulü ile görülür. Diğer bir anlatımla, basit yargılama usulünde taraflar, iddia ve savunmalarının dayandığı delilleri, hangi delilin hangi vakıayı açıkladığını da belirterek dava ve cevap dilekçeleri ile birlikte mahkemeye sunarlar, hâkim tüm delilleri öninceleme aşamasından evvel değerlendirerek, dosyayı hızlı bir şekilde karara bağlayabilir. Her ne kadar, tanıma ve tenfiz için aranan şartların varlığı zorunlu ise de dava şartı ya da ilk itiraz olarak değerlendirilmeyecektir. Fakat, basit yargılama usulünün getirmiş olduğu hız ve sadelik sebebi ile başvuru birkaç celse içerisinde karar bağlanabilecektir.

5.2. Görevli Mahkeme

Tanıma ve tenfiz davalarında görevli mahkeme MÖHUK madde 51 uyarınca Asliye Mahkemeleri'dir. Her ne kadar, HMK ile işbölümü kavramı yerini görev ayrılığına bırakmışsa da, kamu yararı bakımından yapılacak inceleme sebebi ile ihtisas mahkemelerinin kendi alanlarına giren konularda kamu yararı, münhasırlık ve benzeri incelemeleri daha pratik bir şekilde yapabilecek olması ve aynı zamanda tanıma ve tenfiz davalarında görevli mahkemeyi işaret eden kanun maddesi lafzında "Asliye Mahkemeleri" çatı teriminin kullanılmış olması sebebi ile, iş, aile, ticaret, tüketici hukuku gibi alanlarda verilmiş yabancı mahkeme kararlarının tanıma ve tenfizi için İş Mahkemesi, Aile Mahkemesi, Ticaret Mahkemesi gibi ihtisasa sahip Asliye Mahkemeleri'nin görevli olduğu Yüksek Mahkeme kararları ile hüküm altına alınmıştır.

5.3. Yetkili Mahkeme

Tanıma ve tenfiz davalarına bakmakla yetkili olan mahkemeler, MÖHUK madde 51/2'de yer alan "Bu kararlar kendisine karşı tenfiz istenen kişinin Türkiye'deki yerleşim yeri, yoksa sakin olduğu yer mahkemesinden, Türkiye'de yerleşim yeri veya sakin olduğu bir yer mevcut değilse Ankara, İstanbul veya İzmir mahkemelerinden birinden istenebilir." maddesi ile hüküm altına alınmıştır. Tanıma ve tenfiz için yetkili mahkeme sırası ile;

  1. Kendisine karşı tenfiz istenenin Türkiye'deki yerleşim yeri
  2. Yerleşim yeri yoksa, sakin olduğu yer mahkemesi
  3. i ve ii'de  sayılan şartlar mevcut değil ise Ankara, İzmir ya da İstanbul mahkemeleridir.

5.4. Tanıma ve Tenfiz Kararlarına Karşı Olağan Kanun Yolları

HMK madde 341/5'te yer alan "İlk derece mahkemelerinin diğer kanunlarda temyiz edilebileceği veya haklarında Yargıtay'a başvurulabileceği belirtilmiş olup da bölge adliye mahkemelerinin görev alanına giren dava ve işlere ilişkin nihai kararlarına karşı, bölge adliye mahkemelerine başvurulabilir." düzenleme uyarınca, 20.07.2016 tarihi itibari ile verilen, 2019 yılı itibariyle 4.400TL ve üzeri değerdeki, tanıma ve tenfiz kararlarına karşı bölge adliye mahkemelerinde istinaf kanun yoluna başvurulabilecektir. İstinaf aşamasından sonra ise 2019 yılı itibari ile değeri en az 47.530TL olan mahkeme kararlarına karşı temyiz yoluna başvurulabilir. İstinaf başvurusunun yapılmış olması, icranın geri bırakılması kararı alınmadıkça icrayı durdurmayacak olup, temyiz başvurusu aşamasında icra kendiliğinden duracaktır. (MÖHUK madde 57/2)

6. Yabancı Ülke Adli ve İdari Makamlarınca Verilen Boşanma Kararlarının Türk Nüfus Kütüğüne Tescili:

29.04.2017 Tarihli 30052 Sayılı Resmî Gazete'de yayınlanan 690 Sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 4. maddesinde yer alan düzenleme ile yabancı ülke adli veya idari makamlarınca boşanmaya, evliliğin butlanına, iptaline veya mevcut olup olmadığının tespitine ilişkin olarak verilen kararların yargı yoluna başvurulmaksızın 5490 Sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu (NHK)'nun 27/A Maddesi gereğince nüfus kütüğüne tescil edilmesine dair düzenleme getirilmiştir. Yabancı Ülke Adli ve İdari Makamlarınca Verilen Kararların Nüfus Kütüğüne Tescili Hakkındaki Yönetmelik ile tanıma işleminin idari makamlar önünde gerçekleştirilmesinin usul ve esasları düzenlenmiştir.

NHK'nın "(1) Yabancı ülke adlî veya idarî makamlarınca boşanmaya, evliliğin butlanına, iptaline veya mevcut olup olmadığının tespitine ilişkin olarak verilen kararlar; bizzat veya vekilleri aracılığıyla tarafların birlikte başvurması, verildiği devlet kanunlarına göre konusunda yetkili adlî veya idarî makam tarafından verilmiş ve usulen kesinleşmiş olması ve Türk kamu düzenine açıkça aykırı bulunmaması şartlarıyla nüfus kütüğüne tescil edilir.

(2) Nüfus kütüğüne yapılacak tescil işlemleri, yurt dışında kararın verildiği ülkedeki dış temsilcilikler, yurt içinde ise Bakanlık tarafından belirlenen nüfus müdürlükleri tarafından yapılır.

(3) Bu maddede sayılan şartlar yerine getirilmediği gerekçesiyle tescil talebi reddedilen kararların Türkiye'de tanınması, 27/11/2007 tarihli ve 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun uyarınca yapılır."

Hükmünü içeren 27/A maddesi uyarınca, kamu düzenine açık bir aykırılık olmadığı hallerde, boşanma, evliliğin butlanı, iptali ya da mevcut olmadığı yönündeki, kesinleşmiş yabancı mahkeme ve idari makam kararlarının Türkiye'de Nüfus Müdürlükleri'ne, yurtdışında ise, kararın verildiği yabancı ülkede bulunan Türk Büyükelçilikleri, Başkonsoloslukları ve konsolosluk ajanlarına, kararın taraflarının birlikte (asaleten ya da vekilleri aracılığı ile) yapılacakları başvuru ile gerçekleştirilebilir.

Tescil talebinin reddi halinde, yukarıda kısaca yer verdiğimiz tanıma davası ile Türk mahkemelerinden yabancı boşanma, evliliğin iptali, butlanı ve mevcut olmadığı yönündeki mahkeme kararlarının tanınması istenebilecektir.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.