ÖZET

1 Temmuz 2012 tarihi itibariyle yürürlüğe giren 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu ("TTK")'nun 379. maddesi ile anonim şirketlere esas veya çıkarılmış sermayelerinin onda birini aşmayacak miktarda iktisap ve rehnetme izni verilmiştir. Bu yeni düzenleme ile mülga 6762 sayılı Türk Ticaret Kanunu ("TTK")'ndaki iktisap ve rehin yasağının yerini, sınırlı bir serbestlik almıştır. Anonim şirketlerin kendi paylarını iktisap etmelerinin anonim şirketler için birçok avantajı bulunmaktadır ve bu avantajlar nedeniyle özellikle ekonomik sıkıntılar yaşanılan dönemlerde sıkça bu kuruma başvurulmaktadır. Ancak anonim şirketlerin kendi paylarını iktisap etmeleri durumunda ortaya çıkabilecek vergisel sonuçlar vergi mevzuatında yer almamaktadır. Bu çalışmada, anonim şirketlerin kendi paylarını iktisap etmeleri sonucunda ortaya çıkabilecek vergisel sonuçlar incelenecektir.

Anahtar Kelimeler: Anonim Şirketler, Anonim Şirketlerin Kendi Paylarını İktisap Etmeleri, Kendi Payını İktisabın Vergisel Sonuçları.

GİRİŞ

Anonim şirketlerin kendi paylarını iktisap etmesi TTK'nın 379-389. maddelerinde düzenlenmiştir. Bu maddelere göre ilke olarak şirket, sermaye borcu ödenmiş olan kendi paylarını, genel kurulun en çok beş yıllık süre ile yönetim kurulunu yetkilendirmesi ve şirket net aktifinin yeterli olması şartıyla, esas veya çıkarılmış sermayesinin onda birini aşmayacak miktarda rehin veya iktisap edebilir. Anonim şirketler kendi paylarını iktisap etmeyi genellikle kar dağıtımının alternatifi olarak kullanmak, birleşmeyi kolaylaştırmak, borsada manipülasyon yapılmasını engellemek, likidite fazlasını verimli bir şekilde kullanmak, şirketin ele geçirilmesini engellemek amaçlarıyla tercih ederler.

VERGİSEL SONUÇLARI

Anonim şirketlerin kendi paylarını iktisap etmeleri sonucu ortaya çıkan vergisel sonuçlar, vergi mevzuatında yer almamaktadır. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu ("VUK")'un 3. maddesinin (B) bendinde: "Vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya, ilişkin muamelelerin gerçek mahiyeti esastır." hükmedilmiştir. Bu nedenle de anonim şirketlerin kendi paylarını iktisap etmelerini vergilendirebilmek için bu olayın gerçek mahiyetini incelemek gerekir. Bu incelemede ise anonim şirketlerin kendi paylarını iktisap işleminin vergisel açıdan üç farklı yönden ele alınması gerekir:

  1. Bu işlem, vergi uygulamaları yönünden sermaye azaltımı ile eşdeğerdir.
  2. Bu işlem, kar dağıtımının doğuracağı vergisel sonuçları doğurur.
  3. Bu işlem, menkul kıymet işlemi olarak değerlendirilip vergilendirme işlemi bu doğrultuda yapılmalıdır.1
  1. SERMAYE AZALTIMI YÖNÜNDEN

Sermaye azaltımı, TTK çerçevesinde payların itibari değerinin düşürülmesi veya payların bir bedel karşılığında alınarak sayısının azaltılması ve alınan payların itfa edilmesi şeklinde karşımıza çıkar. Ancak şirketin kendi payını iktisabı, her zaman sermayenin azalmasının sonuçlarını doğurmaz. Şirketin kendi paylarını iktisap edebilmesi için aranan koşullardan biri de şirketin net aktifinin bu işlem için yeterli olmasıdır.  TTK'nın 379. maddesinin 3. fıkrasında, "iktisap edilecek payların bedelleri düşüldükten sonra, kalan şirket net aktifi, en az esas veya çıkarılmış sermaye ile kanun ve esas sözleşme uyarınca dağıtılmasına izin verilmeyen yedek akçelerin toplamı kadar olmalıdır." hükmedilerek iktisap işlemin şirketin kanunen bağlı olmayan malvarlığından yapılabileceği belirtilmiştir. Buna karşın sermaye azaltımı böyle bir sınırlama olmaksızın kanunen bağlı olan malvarlığından pay sahiplerine ödeme yapılarak gerçekleştirilebilmektedir. Bununla birlikte sermaye azaltımı payların itfasını gerektirirken, şirketin kendi payını iktisabında payların itfa edilmesi her zaman söz konusu olmamaktadır. Sonuç olarak, şirketin kendi paylarını iktisap etmesini sermaye azaltımıyla eşdeğer tutabilmek için, iktisap işleminin bağlı olmayan malvarlığından gerçekleşmesi ve iktisap edilen payların itfa edilmesi gerekmektedir. Bu koşullar sağlandığı takdirde, şirketin kendi payını iktisabı işlemi sermaye azaltımının tabi olduğu vergilendirme işlemine konu olabilecektir.2

  1. KAR DAĞITIMI YÖNÜNDEN

Uygulamada birçok şirket vergisel avantaj sağlamak amacıyla kendi paylarını iktisap işlemini alternatif bir kar payı dağıtımı yolu olarak kullanmaktadır. Kar payı dağıtımı, şirketin kendi payını iktisapta olduğu gibi kanunen bağlı olmayan malvarlığından yapılabilmektedir. Bu nedenle şirketin kendi payını iktisabı işleminin kar payı dağıtımıyla eşdeğer tutulup vergilendirilmesi gerektiği düşünülmektedir. Ancak şirketin kendi payını iktisabı işlemi her zaman kar payı dağıtımı amacıyla yapılmadığı gibi, TTK'nın şirketin kendi payını iktisabı işlemini, pay sahipleri arasında "eşit işlem ilkesini" zedelemesini ve pay sahiplerine yapılan ödemenin kar payı mahiyetinde bir ödeme teşkil etmesini engellemek amacıyla bu işlemi yasakladığı savunulmaktadır.3 Bununla birlikte, anonim şirketlerin kendi paylarını iktisap etmelerinin vergilendirmesi ise kar payı dağıtma amacını açıkça güden bir şirket için uygulama alanı bulabilir.

  1. MENKUL KIYMET ALIM-SATIMI YÖNÜNDEN

Anonim şirketler uygulamada kendi paylarını iktisap ettikten sonra payların değerlenmesi halinde bu payları üçüncü kişilere satmaktadır. Anonim şirketlerin satın aldıkları kendi payları üzerinden kar payı alması, pay sahipliği hakları donduğu için mümkün olmayacağı savunulduğundan4, şirketlerin bu payları, paylar değerlendiğinde satarak kar elde etmesi yaygın olarak kullanılabilen bir durumdur. Bazı yazarlar, bu yatırım aracının şirket için birçok avantajı olduğunu savunmaktadır ve bu yöntem özellikle Anglo-Sakson ülkelerinde sıkça başvurulan bir yatırım aracı olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu anlamda menkul kıymet alım-satım işleminin vergisel sonuçlarını ise ayrıca incelemek gerekir.

Eğer menkul kıymet pay senetlerini satan kişiler gerçek kişiler ise, menkul kıymet alım-satımından elde edilen kazanç menkul kıymet iradı olarak değil, değer artış kazancı olarak nitelendirilir. Değer artış kazançları ise 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu ("GVK")' nun Mükerrer 80. maddesinde düzenlenmiştir. Paylarını pay senedi şeklinde menkul kıymete dönüştürmüş olan anonim şirketlerde bu payların satımı sonucu uygulanacak vergilendirme GVK'nın Mükerrer 80. maddesinin 1. fıkrası uyarınca yapılır. Buna ek olarak, GVK'nın Geçici 67. maddesinde hisse senetlerinden elde edilen alım satım kazançlarının vergilendirilmesine yönelik bazı düzenlemeler getirilmiştir. Bu düzenlemeler kapsamında, hisse senetlerinin BİST'e kayıtlı olanlarının bir yıldan fazla süreyle elde tutulduktan sonra elden çıkarılmasından elde edilen kazançlar ve tam mükellef kurumlara ait olup, BİST'te işlem gören ve bir yıldan fazla süreyle elde tutulan hisse senetlerinin elden çıkarılmasından elde edilen gelirler GVK'nın Geçici 67. maddesi kapsamında tevkifata tabi tutulmayacaktır. Bununla birlikte, BİST'e kayıtlı olan menkul kıymet yatırım ortaklığı hisse senetlerinden sağlanan alım satım kazançları için tevkifat oranı %0 olarak uygulanacaktır.5

Paylarını pay senedi şeklinde menkul kıymete dönüştürmemiş olan anonim şirketlerde ise bu satım GVK'nın Mükerrer 80. maddesinin 4. fıkrasına göre vergilendirilir.6 Eğer menkul kıymet pay senetlerini satarak kazanç elde eden bir ticari işletme ise, menkul kıymet alım satımından elde edilen kazanç bir ticari kazanç olarak nitelendirilir ve bu kazançlar 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 5. maddesinin 1. fıkrası kapsamında istisna uygulamasına tabi olur.

SONUÇ

TTK'da sınırlı bir serbestlik çerçevesinde düzenlenmiş olan anonim şirketlerin kendi paylarını iktisabı henüz vergi mevzuatında yer bulamamıştır. Bu nedenle şirketlerin çeşitli avantajları nedeniyle sıkça başvurmaya ihtiyaç duydukları ve uygulamada oldukça yer bulan özellikle ekonomik olarak sıkıntılı dönemlerde şirketlerin kurtarıcısı olabilecek bu kurum, vergisel anlamda tartışmalara neden olmaktadır. İleride vergi uygulamaları açısından ciddi sıkıntılara yol açabilecek bu çok boyutlu kurumun vergilendirmesinin de vergi mevzuatında yakın zaman içinde yer bulması gerekmektedir.

Footnotes

1 Can Sözer, Anonim Şirketlerin Kendi Paylarını İktisabının Vergisel Sonuçları, Vedat Kitapçılık, İstanbul, 2014, s.2

2 age, Sözer, s.75

3 age, Sözer, s.83

4 age, Sözer, s.102

5 age, Sözer, s.114

6 "Geri Alınan Payların Vergilendirmesinde ve Muhasebesinde Sorunlar", Hasan Kaval, 2016,2, Gazi İktisat ve İşletme Dergisi

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.