ÖZET

20. yüzyılın son çeyreği ile birlikte, uluslararası ekonomide sermayenin serbest dolaşımının önündeki engellerin tamamen kaldırılması neredeyse tüm ülkeler tarafından kabul edilmiş, dünya üzerinde sermaye hareketleri serbestliği ile birlikte makroekonomik politikalarda bu duruma göre tekrar şekillenmeye başlamıştır. Küreselleşmenin hızlandırdığı bu yeni durum, bazı ülkelerde sermayenin spekülatif olarak hareket ederek kısa vadede kar elde edilmesi yönünde sonuçlar doğurmuştur. ABD'li iktisatçı James Tobin tarafından, kısa vadeli spekülatif sermaye hareketliliğinin ülkelerin makro ekonomik istikrarı açısından zarar verici etkilerinin önlenmesi için mali işlem vergisinin getirilmesi önerilmiştir. Çalışmamızda, söz konusu verginin detayları ve Türkiye açısından uygulanabilirliğine yer verilmiştir.

Anahtar Kelimeler: Sermaye Serbestliği, Dalgalı Kur, Spekülasyon, Mali İşlem Vergisi, James Tobin.

GİRİŞ 

Son dönemde yaşanan gelişmelere bakıldığında uluslararası ekonominin sahip olduğu üç önemli öğe olan dış ticaret, sermaye hareketliliği ve emeğin dolaşımının 1 birçok ülke tarafından tekrar gözden geçirildiği bir sürecin içerisinde olduğumuz anlaşılmaktadır. Özellikle 2008 sonrası gelişmiş ülkelerin genişlemeci para politikaları neticesinde, bol miktarda döviz gelişmekte olan ülkelere doğru yönelerek bu ülkelerdeki yüksek faiz getirisinden kazanç elde edilmiştir. Her ne kadar uluslararası ticarette mal ve hizmet alışverişi çok daha öncesine dayanıyor olsa da sermayenin dolaşımının serbest hale gelmesi, birçok siyasi ve ekonomik gelişme sonrasında dünya gündeminde yerini almıştır. Çalışmamıza konu olan sermaye hareketliliği ve sermayenin serbestliğinin tarihçesi 20. yüzyıl ile başlamaktadır.

Sermayenin hızlı şekilde bir ülkeden diğer ülkeye serbestçe dolaşımın sağlanması öncelikle gelişmiş ülkelerde başlamış ve mal ve hizmet yani dış ticaret ile birleşerek yeni bir ekonomi düzeninin oluşmasını sağlamıştır. Gelişmiş batı ekonomilerinde, sermayenin ülke ekonomilerine spekülatif amaçlarla giriş ve çıkışı neticesinde ortaya çıkan ekonomik dalgalanmalar üzerine alınacak önlemler çok uzun süre iktisatçılar tarafından tartışılmıştır. Bu tartışmalara en büyük katkılardan birisi de 1981 yılının Nobel ekonomi ödülü sahibi olan ABD'li iktisatçı James Tobin tarafından yapılmıştır. Ekonomi literatürüne Tobin Vergisi olarak geçen öneri, kısa süreli spekülatif yabancı para hareketleri üzerinden mali işlem vergisi alınması üzerine kurgulanmıştır. James Tobin tarafından 1972 yıllında bir konferansta, uluslararası döviz işlemlerindeki spekülatif hareketlerin önünü kesmek için, bu işlemler üzerine bir mali işlem vergisi konulması yönündeki öneri, üzerinden yıllar geçmiş olmasına rağmen zaman zaman uygulanabilirliği açısından tartışılmaktadır. Çalışmamızda bahse konu verginin uygulanması ve Türkiye açısından günümüz şartları altında geçerliliği irdelenecektir.

  1. Verginin Uygulanması ve Amacı

Tobin Vergisi ilk olarak kısa süreli spekülatif para hareketlerinin makroekonomide yaratmış olduğu tahribatı mininize etmek amacıyla tüm gelişmiş ülkelerin yabancı para işlemlerinde binde beş gibi bir oranda vergi alınması yönünde bir uygulamayı içermektedir. Vergi oranının düşük olarak tutulmasının nedeni, kısa süreli olarak spekülatif amaçla döviz hareketliliğinden kar elde etmek isteyen yatırımcı için vergi yükü getirilerek maliyet oluşturulması neticesinde kur hareketliliğinin önüne geçilebilmesidir. Bununla birlikte, vergi oranı düşük tutularak kısa vadeli yatırımlar yerine vergi oranının uzun vadede ihmal edilebilir durumda olması sebebiyle uzun vadeli yatırımların teşvik edilmesi de hedeflenmektedir.

Tobin Vergisinin uygulanmasındaki ana amaç her ne kadar kur dalgalanmalarının önüne geçmek olsa da esasında arka planında uzun vadeli yatırımları da özendirerek ekonomik büyümenin devamlılığını sağlamak olduğu yorumu da yapılabilecektir. Ayrıca, vergi yoluyla regülasyonun sağlanması, sıcak paraya yönelen kısa vadeli para ve maliye politikalarının önüne geçilmesi de Tobin Vergisi uygulamasından beklenen yararlardan birisidir. Son olarak, Tobin Vergisinin esas amacı her ne kadar kamu maliyesine gelir sağlamak olmasa da organize ve işlem hacmi yüksek piyasalar açısından kısa süreli işlemlerden alınacak olan verginin gelir etkisi yaratması da beklenebilecektir.

Verginin uygulanması açısından önemli bir husus ise uygulamanın küresel yaygınlıkta olmasının gerekliliğidir. Vergi oranının gelişmiş tüm piyasalar tarafından aynı oranda uygulanmaması halinde, sıcak para vergi oranı düşük olan diğer ülkelere yönelecek ve kısa süreli spekülasyon bu ülkelerde devam edebilecektir. Bu durumda ise Tobin Vergisinden beklenen ana hedefe ulaşılamayacaktır.  Ayrıca vergi oranının ne şekilde belirleneceği irdelenmesi gereken diğer bir husustur, zira vergi oranının çok düşük olması uygulamanın etkinliğini düşürecekken, yüksek belirlenmiş bir vergi oranı ise para piyasasında aşırı bir daralmaya kadar varabilecek sonuçlar doğurabilecektir.

  1. Tobin Vergisinin Türkiye'de Uygulanabilirliği

Özellikle son dönemlerde başta ABD olmak üzere gelişmiş ülkelerin 2008 küresel ekonomik kriz sonrası başlatmış oldukları genişleyici para politikalarının uygulanması neticesinde, bu ülkelerden çıkan sıcak para gelişmekte olan ülkelere yönelerek bu ülkelerde kısa sürede yüksek faiz getirisi elde etmiştir. Son dönemde ise ABD merkez bankası FED'in yapmış olduğu faiz artırımları ile birlikte, bir süredir gelişmekte olan ülkelerde bulunan fonlar gelişmiş ülkelere doğru yönelmeye başlamıştır. FED'in faiz artırım kararları sonrasında Avrupa Birliği Merkez Bankası da 2018 yıl sonu itibariyle genişleyici para politikasını terk edeceğini açıklamıştır. Bu bağlamda küresel ekonomiye bakıldığında sermaye hareketlerinin gelişmiş ülkelere doğru tekrar geriye döneceği öngörüsünde bulunulabilecektir.

Türkiye açısından son dönemde yaşanan kur hareketliliğinin Tobin Vergisi yoluyla önlenmesi önerisi son dönemde tartışılan konulardan birisi olmuştur. Türkiye ekonomisinde özellikle 2018 yılında yaşanan kur artışlarının önlenmesi için kısa vadeli döviz işlemlerinden vergi alınması durumunda, piyasalarda bulunan dövizin çıkışının hızlanması yönünde bir etki bırakacağı yorumu yapılabilecektir. Bu durumda ithalata dayalı üretim yapan sektörlerde finansman sorunları baş gösterebilecek ve bu durum üretimde daralmaya neden olarak ekonomik büyümeye negatif yönde etki edebilecektir. Bununla birlikte, ülkemizden olacak olası bir hızlı döviz çıkışı durumu, reel sektör açısından ilave bir kur baskısı oluşturarak üretim maliyetlerinin artmasına ve sonucunda enflasyonun yukarı yönlü yönelmesine sebep olabilecektir. Bu açıdan değerlendirildiğinde Tobin Vergisinin uygulanmasının, günümüz şartlarında Türkiye ekonomisi açısından faydadan çok zarar getirebileceği yorumu yapılabilecektir.

Teoride, Tobin Vergisi işlem hacmi yüksek ve organize olmuş piyasaların tamamında uygulanması durumunda etkili olacağı varsayımına dayanmaktadır. Pratikte bu verginin uygulama zorluğu 2009 yılında Brezilya tarafından uygulanmaya başlanan %2'lik finansal işlemler vergisi adı altında uygulanan bir tür Tobin Vergisinin daha sonra kaldırılmasıyla görülebilmektedir. Türkiye'nin tek başına bu vergiyi uygulaması durumunda ise ülkemizde bulunan yabancı paranın diğer ülkelere hızlıca yöneleceği öngörüsünde bulunmak zor olmayacaktır.

SONUÇ

Kısa süreli kar elde etme amacıyla gerçekleşen spekülatif sermaye hareketlerinin önlenmesi amacını taşıyan bir mali işlem vergisi olan Tobin Vergisinin, teoride tüm gelişmiş organize piyasalarda uygulanması halinde kur hareketliliğine son vererek uzun vadeli yatırımları teşvik edeceği öngörülmektedir. Son dönemde Türkiye'de yaşanan kur hareketliliğinin önüne geçilmesi için Tobin Vergisi uygulanması durumunda, ülkemizde bulunan yabancı paranın hızlıca diğer ülkelere yöneleceği ve sonucunda makroekonomik göstergelerde bozulmalara neden olacağı yorumu yapılabilecektir.

Footnote

1 "http://www.mahfiegilmez.com/2018/01/kur-savaslar-ticaret-savaslar-ve.html

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.