1. GİRİŞ

6728 Sayılı Yatırım Ortamının İyileştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile çeşitli kanunlarda değişiklikler yapılarak yatırım ortamının canlandırılması amaçlanmış, bu doğrultuda çeşitli vergi muafiyetleri ve istisnaları getirilmiştir. Nitekim yatırımların çoğalması adına teşvikler benimsenerek küçük-orta-büyük ölçekli firmaların faaliyetlerini daha işlevsel hale getirmek hedeflenmiştir. Yerli yatırımcıların döviz kazandırıcı işlemlerinin önü vergisel muafiyetler ile açılmış, çeşitli şartları taşıyan yatırımcılara pasaport kolaylıkları sağlanmıştır. Damga vergisi ve kurumlar vergisi gibi uygulamalarda iyileştirmeler yapılmıştır.

Bir başka açıdan ticari hayatın en çok başvurulan ödeme yöntemi olan çekler hakkında güvenilirliği artırmaya yönelik düzenlemeler getirilmiştir. Yine çeklerin geçerlilik şartlarında somut değişiklikler yapılmış olup Risk Merkez'leri nezdinde güvenlik ağı tesis edilmiştir.

6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'na da yansıyan çek düzenlemeleri haricinde sermaye şirketlerinin kuruluşunda esas sözleşmenin noter tasdiki şartı kaldırılmış, huzurda atılan imzaların yeterli olacağı belirtilmiştir.

Aşağıda yapılan değişiklikler izah edilerek yapılan mevcut düzenlemelerin somut yansımaları açıklanmıştır.

Damga vergisine ilişkin  istisna ve muafiyetler ile çeklere ilişkin değişiklikler ayrı bir bilgi notu olarak paylaşılacaktır.

  1. YATIRIM ORTAMININ İYİLEŞTİRİLMESİ'NE İLİŞKİN YAPILAN DÜZENLEMELER
  • 5682 Sayılı Pasaport Kanunu'nun 14. Maddesinin A Bendine yapılan ekleme ile;

Son üç yılda ihracat tutarı Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecek meblağın üzerinde olan firma yetkililerine iki yıl süreli hususi damgalı pasaport verilebileceği düzenlenmiştir. Buna göre koşulu sağlayan yatırımcılara yurtdışına çıkma kolaylığı ve teşviki sağlanmıştır.

  • 213 Sayılı Vergi Usul Kanunu'nun İzaha Davet Başlığı ile 370. Maddesi yeniden düzenlenerek;

Vergisel olayların idarece tek taraflı olarak çözümlenmesinin önüne geçilerek ticari kurum veya kişilerin açıklamalar ile çözümlenmesi yoluna gidilmiştir. Buna göre mükellefler izaha davet edilebilecektir.

  • 1319 Sayılı Emlak Vergisi Kanunu'nun 5. Maddesinin (f) fıkrasından sonra gelmek üzere yapılan revizyon ile;

Yatırım Teşvik Belgesi kapsamında yapılan binalar ve inşaların emlak vergisinden beş yıl süre ile geçici muaf tutulacakları belirtilmiştir.  Nitekim aynı kanunun 15. Maddesine bu yatırımlar için edinilen veya tahsis edilen araziler de emlak vergisinden muaf tutulmuştur.

  • 2464 Sayılı Belediye Gelirleri Kanunu'nun ek 2. Maddesinin (d) fıkrası ise;

"Yatırım Teşvik Belgesi kapsamında inşa edilen binalar, Kültür ve Turizm Bakanlığı" ile Devlet Planlama Teşkilatınca teşviki karara bağlanmış otel, motel ve benzeri turistik tesisler, harçtan muaf tutulmuştur. Böylelikle bina inşaatları Bina İnşaat Harcından muaf tutulmuş, Emlak Vergisi Kanunu'nda yapılan değişiklikler ile aynı doğrultuda düzenleme yapılmıştır.

Yine aynı Kanunun 80. Maddesi  ile Yatırım Teşvik Belgesi kapsamında inşa edilen yapı ve tesisler madde metninde sayılan harçlardan muafiyet sağlanmıştır.

  • 5070 Sayılı Elektronik İmza Kanunu'nun 5. Maddesinin 2. Fıkrasında yapılan revizyon ile;

Banka teminat mektuplarının elektronik imza ile imzalanması mümkün hale getirilerek banka teminat mektubu alım süreci eskiye göre pratik bir uygulamaya kavuşmuştur.

  • 5520 Sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun Muafiyetler kenar başlıklı 4. Maddesine eklenen (ö) fıkrası ile;

Tüm giderlerinin, iş merkezi Türkiye'de bulunmayan kurumlar tarafından karşılanması ve söz konusu giderlerin Türkiye'de tam veya dar mükellefiyete tabi herhangi bir kurumun hesaplarına intikal ettirilmemesi kaydıyla kurulan bölgesel yönetim merkezlerinin Kurumlar Vergisinden muaf tutulacakları belirtilmiştir. Böylece yabancı yatırımcıların vergisel yükümlülüğü azaltılmıştır.

Aynı kanunun İstisnalar kenar başlıklı 5. Maddesinin 1. Fıkrasının (e) bendi yeniden düzenlenmiş olup (j) ve (k) bentleri eklenmiştir;

Yapılan değişiklik ile %75'lik kısımdan yüksek bir muafiyet getirilmesi önlenmiş, finansal kiralama ürününün üçüncü kişi veya kuruma satılması durumunda vergilendirme yapılması hükmü yürürlükten kaldırılmıştır. Buna göre vergilendirmede gözetilecek unsurlar sıralanmış ve vergi cezaları belirtilmiştir.

Nitekim menkul ve gayrimenkul ürünlerin, kurumlar tarafından finansal kiralama şirketleri, katılım bankaları, kalkınma ve yatırım bankalarına satışından doğan kazançlar ve bu kurumlara söz konusu varlıkların devralındığı kuruma kira süresi sonunda devrinden doğan kazançların da Kurumlar Vergisi'nden istisna olacağı belirtilmiştir. Her türlü varlık ve hakların, kaynak kuruluşlarca, kira sertifikası ihracı amacıyla ve sözleşme sonunda geri alınması şartıyla varlık kiralama şirketlerine satışı ile varlık kiralama şirketlerince bu varlıkların devralındığı kuruma satışından doğan kazançlar da istisna kapsamında sayılmış olup bu yol ile kira sertifikası ihracının desteklenmesi amaçlanmıştır.

  • 6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nda yapılan değişiklikler ise;

Tescil başlıklı 40. Maddenin 2. Fıkrasına yapılan ekleme ile;

Temsilcilerin imza sirkülerinin noter tarafından onaylanmaksızın sicil müdürü veya yardımcısı huzurunda beyan verilerek tescil edilebileceği belirtilmiştir. Benzer şekilde 212. Maddede belirtilen Kollektif Şirket esas sözleşmelerinin müdürlük huzurunda imzalanarak noter tasdiki olmaksızın geçerli olacağı ifade edilmiş, düzenlemenin devamında da esas sözleşmenin yazılı bulunduğu kağıtlardan değerli kağıt bedeli alınmaması öngörülmüştür. Noter tasdiki olmaksızın esas sözleşmenin tescil edilebileceği ise 215. Madde ile belirtilmiştir.

Aynı düzenleme Anonim Şirket, Sermayesi Paylara Bölünmüş Komandit Şirket, Limited Şirket kuruluşlarını da kapsamakta olup kurucu işlem, esas sözleşmenin yazılı şekil şartı ve tescil için esas sözleşmenin noter tasdiki aranmayıp huzurda atılan imzalar geçerlilik koşulunu sağlayacaktır.

Nitekim 184. Madde ile  tür değiştirme halinde;

Kurucuların şirket sözleşmesini imzalamalarına dair farklı düzenlemeler olması halinde değişmekte olan türe ilişkin hükümler uygulanacaktır.

189. madde ile;

Tür değiştirme kararı ve tescili için yeni türün şirket sözleşmesinin de genel kurula sunulacağı belirtilmiştir.

Kanunun 543. Maddesinde şirketin tasfiyesi halinde kalan varlığın pay sahipleri arasında alacaklılara üçüncü kez yapılan çağrı tarihinden itibaren 6 ay geçmesi ile kalan varlık dağıtılabilecektir. Bu düzenleme ile 1 yıl olan süre 6 ay olarak değiştirilmiştir. Alacaklıların alacaklarına kavuşmalarında bir tehlike mevcut değilse 6 ay beklenmeden dağıtıma izin verilebilecektir. Gene 1 yıl olan süre 6 ay olarak değiştirilmiştir.

Şirket Unvanının Sicilden Silinmesi kenar başlıklı 545. Maddede yapılan değişiklik ile;

Bu kanun hükümlerine göre tasfiye olunan şirketlerde İİK 337. Maddesi uygulanmayacak olup buna göre "İİK 44 üncü maddeye göre mal beyanında bulunmayan veya beyanında mevcudunu eksik gösteren veya aktifinde yer almış malı veya yerine kaim olan değerini haciz veya iflas sırasında göstermeyen veya beyanından sonra bu malları üzerinde tasarruf eden borçlu, bundan zarar gören alacaklının şikayeti üzerine, üç aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır." hükmü uygulama alanı bulmayacaktır.

  • 6361 Sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu'nun 37. Maddesinde yapılan değişiklik ile;

Harçtan muaf olma halleri yeniden düzenlenmiştir. Buna göre malan teminine ilişkin sözleşmeler de muafiyet kapsamına getirilmiş olup finansal kiralama konusu gayrimenkullerin devri muafiyet kapsamı dışında tutulmuştur.

  1. SONUÇ

Yapılan düzenlemeler ile yatırımcıların ticari faaliyetlerini, düşük düzeyde vergi ödeyerek  veya gerekli koşulları yerine getirmek kaydı ile muaf tutularak geliştirmeleri teşvik edilmiştir. Özellikle vergi ve harç muafiyetleri oldukça geniş tutulmuş olup döviz kazandırıcı işlemleri yatırım teşvik belgesi çerçevesinde gerçekleşen yatırımlar ve turizm sektörü gibi çok sayıda faaliyet dolaylı olarak desteklenmektedir. Finansal kiralama ve kiralama sertifikası usullerinde uygulanacak vergisel muafiyetler de belirtilerek teşvikler artırılmıştır.

Bu sayede ekonomik ilerlemenin artırılması yolunda idarenin tek taraflı olarak vergi ve sair kesintileri azaltması, ekonominin gidişatını doğrudan pozitif eğride etkileyeceği öngörülmektedir.

The content of this article is intended to provide a general guide to the subject matter. Specialist advice should be sought about your specific circumstances.